www.tayyareci.com                  ANA SAYFA Tayyareci Türkçe Site Gökyüzünün yeni adresi
Tayyareci English Site
Tayyareci Deutsch Site
Sitede Arama :
 

     
YENİ YÜZYILA HAZIRLANIYOR

Çevirmen'in notu:

Mig-29 ilk uçuşunu 1977’de yapmış ve 1982’den itibaren seri üretimine başlanmış, dördüncü jenerasyona ait, üstün manevra yetenekli bir kısa menzil hava muharebe ve savunma uçağıdır. Birçok ilklere imza atan MiG-29, ilk iki alternatifli hava alıklarına sahip uçaktır. Ham zeminli pistlerden kalkış yaparken yerden fırlayan yabancı cisimlerin motora zarar vermemesi için ön hava emişlerini kapatıp gövde üstünde, kokpitin iki yanındaki klapeleri açarak emiş yapar. MiG-29 aynı zamanda ilk turbofan motorlu hava muharebe uçağıdır. Ancak geçen zaman içinde eskiyen teknoloji ve kısalan uçak ömürleri nedeniyle yeni arayışlara girilmiş, beşinci jenerasyon Rus savaş uçakları diye adlandırdığımız SU-37Berkut ve MiG-1.42 geliştirilmiştir. Son yıllardaki ekonomik kriz ve finans darlığı nedenleriyle bu projeler prototip seviyesindeyken “belirsiz bir tarihe kadar” rafa kaldırılmıştır. Bu projelerin yerine mevcut hava muharebe uçaklarının modernizasyonuna ağırlık verilmiştir. İlk olarak iki Almanya’nın birleşmesini takiben, DASA (9) isimli kuruluş tarafından, Doğu Alman Hava Kuvvetleri elinde mevcut MiG-29’lar modernize edilerek NATO standartlarına uygun hale getirilmiştir. Aynı şekilde Polonya Hava Kuvvetleri’nin elindeki 22 adet Mig-29’da modernize edilmiştir. Rus Hava Kuvvetleri de 150 adet MiG-29’u modernize etmeyi planlamaktadır. Bu iş için DASA ile MAPO müştereken çalışmaktadır. Aşağıda MAPO-MiG kuruluşunun iki üst düzey elemanının görüşleri yer almaktadır. 

MiG-29 YENİ YÜZYILA HAZIRLANIYOR

Yeni ürün örneklerinin geliştirilmesi ve mevcutların modernize edilmesi planlandığında daima mali, politik ve kurumsal önceliklerin organize edilmesi problemi gündeme gelmiştir. Değişik jenerasyonlara sahip uçakların ömür ve işletme maliyeti unsurları dikkate alındığında bu husus tarafsız bir şekilde gelişmeye yansımaktadır ve en güzel şekilde beşinci jenerasyon hava muharebe uçaklarında görülmektedir. Bu gelişmenin gradyanı  jenerasyondan jenerasyona değişmektedir. Ancak beşinci jenerasyon uçakların maliyetlerinin yüksek oluşu onların seri üretiminin hiçbir zaman hızlı ve büyük miktarlarda olmayacağını ortaya koymaktadır. Bu özellik te, yakın gelecekte dördüncü jenerasyon uçakların birçok ulusun hava kuvvetleri filolarının neden belkemiği olmaya devam edeceğini izah etmektedir.

MiG-29 bu ailenin en belirgin örneğidir. Netice olarak yenilenmesindeki hedef  kombat verimliliğini arttırmak “MiG” MAPO(1) spesyalistlerinin önündeki en büyük görevlerden biri olacaktır.

Bu görevler üç ana başlık altında toparlanabilir.

I-  Uçak Güç Potansiyelinin Meydana Getirilmesi:

Bu en zorlayıcı modernizasyondur, çünkü gövde ve motor yapılarında önemli tasarım modifikasyonları yapılmadıkça pozitif neticeler elde edilemez. Mig-29’ların orijinal versiyonunun dengeli bir güç potansiyeli olması ve beşinci jenerasyon uçaklarında bu oranın güç-ağırlık oranında geçilmesi, günümüzün aynı sınıftaki bütün uçaklarına aşağıdaki gibi bir  çözümü mecburi kılmaktadır.

Menzilde artış:

·           MiG-29’ların mevcut tiplerinin herhangi birine 1150 litrelik harici yakıt tankları eklenerek menzil 2900 kilometreye çıkartılabilir. Şu anda geliştirme aşamasında olan 1800 litrelik yakıt tankları ile bu menzil 3300 ila 3500 kilometreye çıkartılmış olacaktır.

·           1995’de MiG-29’lara eklenen  havada yakıt ikmal sistemi ile dahili ve harici tankların dolumu sağlanmıştır. Bu sistem son derece esnek olup Rus veya başka orijinli tanker uçakların bu maksat için kullanılmasına olanak tanımaktadır. Uçak menzili üç adet harici tank ve bir sefer havada yakıt ikmali ile  5200 kilometreye çıkarılmış olacaktır ki; Bu husus ta bir kimsenin MiG-29’un kombat potansiyelini yeni bir görüş açısı ile incelemesini gerektirecektir.

·           Gövde kaplaması üzerine band gibi birleşik bir tank yerleştirilmesi (muhtemelen gövde altında iki motor arası kastedilmektedir), hava alıklarının üzerine ızgaraların yerleştirilmesi ve daha ufak boyutta güncel ve az yer işgal eden ekipmanların kullanılmasıyla 1000 litrelik ilave bir yakıt kapasitesi sağlanabilir.

 Uçak manevra yeteneğinin geliştirilmesi:

·         Otomatik uçuş kontrol sisteminin (Automatic Flight Control System) montajı ile “aileron” ve “rudder”ın büyük hücum açılarında optimizasyonu ve uçağın iyileştirilmiş stabilite ve kontrolu sağlanmıştır. Bu sayede MiG-29’un 28-30 derece hücum açılarında uçması mümkün olmuştur.

·         RD-33 motoru, mevcut durumda monte edilmiş olan “itiş vektör kontrolu (Thrust Vector Control)” ve itiş kontrol kompüteri hücum açısının dengelenme sınırını arttıracak, dikey ve yatay düzlemlerde uçak kontrolunu iyileştirecek ve pilota hava kombatında süper çeviklilik gösterme imkanını verecektir.

RD-33 motorunun modernizasyonu:

·         Halen yürümekte olan iş  2000 yılında tamamlanacaktır. Motor parçaları üretilen seri ile tamamen değiştirilebilir olacaktır. Yeni motorların verilmesi ile MiG-29 güç-ağırlık oranı açısından beşinci jenerasyon uçakları ile eşit duruma gelmiş olacaktır. Bu özellikler MiG-29’a güç üstünlüğünü en az 2010 ila 2015 yıllarına kadar korumasını sağlıyacaktır.

II- Akıllı Silah Sistemlerinin Geliştirilmesi:

 MiG-29’un silah kontrol sistemi yazılımının (software) güncelleştirilmesi, gürültü şiddetine karşı bağışıklılık, silah kontrol sistemlerini destekleyen “backup” fonksiyonları uçakların yeni silah donanımları ile uyumlu hale getirilmesi de tasarımcıların ana uğraşılarından olmuştur.

1980’lerde başlanan çalışmalarla MiG-29 aşağıda sıralanan silah sistemlerini kullanabilir duruma gelmiş bulunmaktadır.

·         R-27R(2) infrared (kızılaltı) güdümlü orta menzil havadan havaya roketler.

·         R-27RE(3) semi-aktif radar güdümlü ve R-27TE(4) infrared güdümlü roketlerin kullanılmasıyla dost uçakların kafadan hücumlarda (head-on attacks) saldırıda öncelikli hareket imkanı sayesinde üstün duruma gelmesi.

·         Bomba yükünün 3000 kilograma yükseltilmesi ve havadan karaya geniş güdümsüz roket yelpazesinin kullanılması.

Bütün bu modernizasyon çalışmaları 1991 yılında tamamlanmıştır. Yenilenmiş uçak tipi MiG-29S olarak belirlenmiştir. İki hedefe aynı anda hücum edebilme, aktiv radar güdümlü RVV-AE roketlerinin ilk kullanımı, radar gürültü bağışıklığının arttırılması, bomba yükünün dört tona çıkartılması ve hava hedeflerine topla atışın  optimizasyonu da gerçekleştirilmiştir.

Pilotun eli uçak ve motor kumandalarında iken silah seçiminin yapılabilmesine imkan sağlıyan, yakın kombat tercihlerini yapabilen HOTAS(5) prensibinin uygulanmasına da başlanmıştır.

Son zamanlarda MiG-29SM’in kara hedeflerine taarruz kabiliyetini arttırıp bu uçağı “multi-role” sınıfına sokmak için önemli çabalar  harcanmıştır.

Uçağın bu paraleldeki savaş yeteneğini arttırmak için, güçlendirilmiş küçük kara hedeflerine karşı kullanılacak X-29T(TE) TV-güdümlü roketler ve KAB-500KR güdümlü bombalar ile ilgili çalışmalar tamamlanmıştır.

Bu roket ateşlemeden sonra bağımsız olarak uçmakta ve bu şekilde taşıyıcı uçağın uzak konumda durarak kara hedefleri ile doğrudan irtibata geçmesine gerek bırakmamakta ve müttefik güçlerin kara hedeflerine olabilecek taarruzlarındaki kayıpları azaltmaktadır.

Radarlara ve gemi radarlarına karşı kullanılacak pasif radar güdümlü roketlerin kullanımı ile ilgili çalışmalar da tamamlanmak üzeredir. Bu roketler uçağın düşman savunmalarını minimum kayıplarla delmelerine ve düşman gemilerine karşı koymalarına olanak sağlıyacaktır.

Uçar sistem ve ekipmanların hızlı gelişimi dikkate alınarak “MiG”MAPO  MiG-29 uçaklarını “Zhuk” diye adlandırılan, çubuk (slot) antenli ve aşağıdaki avantajları olan yeni bir radar sistemiyle  donatma çalışmalarına başlamıştır.

 Havadan havaya saldırı:

·         Aynı anda dört hedefle savaşabilme

·         Yoğun hedef gruplarındaki birey hedeflerin iyi tarif ve belirlenmesi

·         Havada durmakta olanlar da dahil (hovering) helikopterlerin tespiti ve onlara saldırı düzenlenmesi

Havadan yere saldırı:

·         Kara (ve deniz) yüzeyinin haritasının alçak, orta ve yüksek ayrışma (resolution) ile çıkartılması

·         Aktif radar güdümlü X-31A gemisavar roketlerle radar kontrastlı deniz hedefleri ile savaşma

·         Hareketli kara (ve deniz) hedeflerinin belirlenmesi

·         Güdümsüz cephanenin gerekli bilgi temini ile kullanılabilmesi (kör bombardıman)

“Znuk” uçak radarının kullanımı ile ilgili çalışmalar iki varyant halinde sürdürülmektedir. İlk varyant mevcut uçaklara mevcut uçar ekipmanın, kontrol, endikasyon ve navigasyon sistemlerinin minimum modifikasyonları ile tatbikidir. Bu özellik, uçakların modifikasyonlarının kendi hava üslerinde ve minimum parasal harcamalar ile yapılmasını mümkün kılacaktır.

İkinci varyant ise uçakta mevcut avioniklerin büyük çoğunluğunun değiştirilerek modernizasyonu şeklindedir.

Radara ilaveten, uçağa yeni bir dijital bilgisayar takılacaktır. Bu bilgisayar MIL-STD-1553B ve STANAG-3910 standartlarına uygun, yüksek hızlı “interface” modullü ve INTEL486DX33 yüksek kapasiteli işlemcili  olacaktır. Bunun sağlıyacağı avantajlar şöyledir:

·         Uçan ekipman ve silah sistemlerinin bilgi alış-verişinin kurulması ve kontrolu integrasyonu (Uçak ekipmanı ile komünikasyon FRINC-429 standartına uygun enformasyon alış-veriş kanalları ile olacaktır.)

·         Etraflı bir şekilde avionik ve silah sistemlerinden gelen bilgilerin gerekli işlemlere tabi tutulması.

·         Genel uçuş ve kombat operasyonları hakkında genel bilgi

·         Uçuş görev datalarının girilmesi, saklanması ve avioniklerle silah sistemleri arasında dağıtımı

·         Tüm ekipmanın testlerinin organize edilmesi

Navigasyon ve kombat verimliliğini arttırmak ve pilota kontrol ve enformasyon temini konularında kolaylık getirebilmek için kokpite aşağıdaki elemanların montajı tasarlanmaktadır.

·         İki adet çok fonksiyonlu, likit kristal göstergeli ve buton kumandalı MFD(6).

·         Modernize edilmiş HUD(7)

·         Rutin bilgilerin, avioniklerin kontrolunu ve uçuş bilgilerini kolay girmeyi sağlayan çok fonksiyonlu kontrol paneli.

Bu değişiklikler HOTAS tatbikatını da son derece kolaylaştıracaktır. Navigasyon sistemi de GPS(8) içeren lazerli jiroskop kullanımı ile daha hassas bir duruma getirilecek, hata payı azaltılacak ve uçuş hazırlık süresi kısaltılmış olacaktır.

III-Uzun Ömür ve Düşük İşletme Masraflarının Gerçekleştirilmesi:

Rus Hava Kuvvetleri’ndeki temel göstergeler açısından, örneğin beher uçuş saati başına düşen işgücü açısından birçok Batı yapımı uçaktan daha iyi durumdadır. Ancak faydalı ömrünün kısalığı açısından tenkit edilmektedir. Ancak pratikte edinilen tecrübeler, gerçek faydalı ömrünün hesaplanan 2500 saat uçuştan daha uzun olduğunu ortaya koymuştur. Uçağın faydalı ömrü 4000 saate çıkartılmış olup bu da uçağın servis süresini 2010-2015 yıllarına kadar uzatmaktadır.

Bakım felsefesinde de revizyonlar yapılmış, her 1000 uçuş saatinden sonra koruyucu bakım devreye sokulmuştur. Bu sayede parça değiştirmede ve bakımda tasarruf sağlanmıştır.

Roket sistemlerinin modernizasyonu:

Aşağıdaki yeni silah sistemleri MiG-29’lara adapte edilmiştir.

·         Uzun menzilli, uzun kilitlenme (lock-on) menzilli, geliştirilmiş elektronik karıştırma önlemli, geriye doğru ateşlenebilirve yüksek güç/ağırlık oranına sahip havadan havaya roketler.

·         Azami menzili 200 km olan havadan gemiye roketler.

·         Uzun menzilli, TV veya IR (infrared=kızıl altı) hassas kumandalı havadan karaya roketler.

Uçak radar yansımasının azaltılması:

Düşük radar görüntüsü uçağın düşman radarları tarafından yakalanabilme ve kilitlenebilme mesafesini azaltacağı gibi kendi aktif güdümlü füzelerinin kilitlenme menzilini de arttırmış olacaktır.

MiG-29’larda kullanılmaya başlanan yüzey kaplamaları hedef olarak kontrastının azalmasını azaltmaktadır. Satıh kaplamalarının teknolojisi basit olup hava üslerinde de kullanılmasına olanak sağlamaktadır. Bu kaplamalar uçağın performansı üzerinde negatif bir efekt yaratmadığı gibi uzun süre ve değişik iklim koşullarında özelliklerinin muhafaza etmektedir.

Elektronik karşı önlem (ECM) ekipmanı:

Uçağın hava muharebesinde düşman hava savunma hatlarını geçerken kayıp olasılığını azaltmak için ECM ekipmanı taşınmaktadır. Bu ekipman uçağın sabit bir parçası olabileceği

gibi istendiği zaman sökülüp takılabilen paket malzeme de olabilir. ECM ekipmanları aşağıdakilerden meydana gelmektedir.

·         2 ila 16 GHz bandında uyarıda bulunan ışıklı ikaz ünitesi.

·         G-1 bandında çalışan, kendi savunma programları ve elektronik karıştırma yöntemleri uçuş öncesi programlanabilen karıştırıcı.

·         IR “decoy” ve “chaff” atıcılar.

Yer hareketleri (havasal yönlendirme sistemlerinin modernizasyonu):

Yeni radarın takılması ve enterge uçucu ekipmanın modernizasyonu ile önemli bir çalışmada uçağın yer veya uçucu yönlendirme merkezleri ile bilgi alış verişine harcanmıştır.

Bu revizyon ve modernizasyonların sonucu MiG-29’ların faydalı ömrü 2015’e kadar uzatılacağı gibi teknolojisi de güncelleştirilmiş olacaktır.  

Notlar:

(1): MAPO: Rusca “Moskovskoe Aviatsionnoe Proizvoystvennoe Ob’edennie” kelimelerinin başharflerinden gelmiş olup  “Moskova  Havacılık  Üretim  Birliği”  manasına  gelmektedir.  MiG,  Kamov  gibi kuruluşların birleştirilmesi ile 1996’da kurulmuş bir devlet kuruluşudur.

(2)R-27R   : 1983 tasarımı, infrared güdümlü uçaktan uçağa rokettir. NATO kodu AA-10B “Alamo-B”dir, Menzili 0,5-45 km’dir.

(3)R-27RE : 1985 tasarımı, yarı aktif radar güdümlü uçaktan uçağa rokettir. NATO kodu AA-10C  “Alamo C”dir. Menzili 0.5-60 kilometredir.   

(4)R-27TE : 1985 tasarımı, infrared güdümlü uçaktan uçağa rokettir. NATO kodu AA-10B “Alamo-B”dir. Menzili 0,5-50 kilometredir.

(5)HOTAS: “Hands  On  Throttle  And  Systems” kelimelerinin  başharflerinden  oluşmuştur. Lövye  yerine kullanılmak  üzere  tasarlanmıştır.  Bilgisayarların  “Joystick”ine  benzer  ve  pilotun  sağ elinin altında bulunur.

(6)MFD      : “Multi Functional Display” kelimelerinin başharflerinden meydana gelmiştir. Ön panele monte çok maksatlı gösterenin kısaltılmış adıdır.

(7)HUD     : “Head Up Display”  kelimelerinin  başharflerinden  meydana  gelmiştir.  Genelde  ön  panonun üzerine monte edilen, uçuş ve hedef ile ilgili bilgilerin yansıtıldığı saydam göstergedir.

(8)GPS      : “Ground Positioning System” kelimelerinin başharflerinden meydana gelmiştir. “Küresel Yer Saptama Sistemi” manasına gelen gelişmiş bir navigasyon sistemidir.  

(9)DASA   : “Daimler-Chrysler Aero Space Administration” kelimelerinin başharflerinden meydana gelmiş çok uluslu bir havacılık kuruluşudur.

Yazanlar:Valery NOVİKOV: Baş tasarımcı, MAPO “MiG”-Moskova

               Victor KACHUROV: Teknik Müdür, MAPO “MiG”-Moskova

               İngilizceden çeviren: Mehmet Haluk Sevel ( Makina Mühendisi )

 
Editör :   M. Haluk SEVEL