www.tayyareci.com                  ANA SAYFA Tayyareci Türkçe Site Türkiye'nin en kapsamlı havacılık sitesi
Tayyareci English Site
Tayyareci Deutsch Site
Sitede Arama :
 

SAMSUN HAVAALANI HASTANE Mİ OLACAK ?

1

Havaalanı hastane olur mu?

Kısa süre öncesine kadar memleketteki düz tarlaların havaalanına çevrilmesi sebebiyle ortaya çıkan kullanılamayan meydanlar eleştiri konusuydu. Daha sonra ise yanlış yerlere ve mania alanlı bölgelere yapılan meydanlar ve bunları yapanlar masaya yatırıldı. Son iki yılda ise sivil havacılık sektörünün sıçrama göstermesi üzerine atıl durumdaki meydanlar neredeyse gündemden düştü. Ancak, atıl meydanlar trafik yoğunluğu olduğundan değil, havacılıkla ilgili başka konuların ön sıralara çıkması sebebiyle tartışmalardan uzak kaldı. Peki bundan sonra neler olabilir?

DAHİ VEKİLLERİMİZ VAR
Türkiye'de kullanılmayan meydanlar için siyasilerimiz muhakkak surette kendi usullerince, hiçbir araştırma yapmadan, yapılan yatırımları dikkate almadan yöntemler geliştireceklerdir. İşte onlardan birisi yakında gündeme gelecek gibi görünüyor. Samsun'da şu iki tane havaalanı bulunuyor. Eskisi şehir merkezine yakın, yenisi ise ovada. Eski meydana mania alanları sebebiyle büyük gövdeli uçaklar iniş-kalkışlarda problemler yaşayınca yenisi yapıldı. Yolcu trafiği yenisine kaydırılınca pisti kısa olan eski meydan tüm dünyada örnekleri olduğu üzere yeni bir misyon üstlendi. SamAir Uçuş Okulu burada faaliyete başladı. Küçük gövdeli uçaklar, helikopterler bu meydanı kullandı. Sportif havacılık içinde Samsun yeni bir değer kazanmış oldu. Ancak, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne (SHGM) kadar uzanan Samsun milletvekilleri, hararetle Samsun eski havaalanı yıkıp üzerine Bölge Hastanesi yapılması için gayret sarf ediyorlar. Yüksek Planlama Kurulu'ndan karar çıkınca 50 trilyonluk havaalanı yıkılıp yerine hastane yapılacakmış. Ak Parti İl Başkanı da hastane için "bedava arazi bulmak kolay değil" babında sözlerle havaalanını hastaneye dönüştürmek için gayret sarf ediyormuş. Samsun'dan bir bilen ise bu acı durumu şöyle izah ediyor; 'Dedelerimiz ata binerken şimdi biz otomobile biniyoruz. Otuz sene önce kimsenin arabası yokken simdi arabalardan yürümeye yer yok. Kısa bir süre sonra ileri ülkelerde olduğu gibi her tarafın uçak dolacağını görebiliyoruz. O halde 50 trilyon harcayarak yapamayacağınız bir havaalanını yıkıp yerine neden hastane yapmak istiyoruz?'

BAKAN KONUYA EL ATMALI
Bu soruya en güzel cevabı Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım verebilir. Hastane her yere yapılır, ama havaalanını her yere yapmak mümkün değildir. Bunu Samsunlular ve milletvekilleri işin uzmanlarına sorabiliyorlar. Bugün havaalanının bulunduğu noktaya hastane yapılırsa belki oy anlamında bir getirisi olabilir, ancak şehrin geleceği, harcanan paralar ne olacak? Bir şeyi yaparken başka şeyleri yıkmak gerekir mi? Ya da kendi malınız olsa bunu yapar mısınız? Mesela, milletvekilleri özel arabalarının tavuk kümesine çevrilmesine razı olur mu? Havacılık sektörünün geliştiği, gelecekte en önemli ulaşım sisteminin havayolu olacağını gören yok mu? Halbuki bu trend karşılığında her ile bir havaalanı yapmak yerine her ilde bir havaalanı olabilecek yer tespiti gerekiyor. Özet; Samsun eski havaalanı gelecekte Samsunlular'ın ihtiyaç duyacağı bir meydan olacaktır. Lütfen hastane için başka bir yer bulun.

Güntay ŞİMŞEK  4 Eylül 2005

http://www.sabah.com.tr/cp/yaz1028-60-114-20050904-102.html

2

Halk Gazetesi

3

SAMSUN HAVAALANI

BÖYLE VEKİLLER DE VAR

Havacılığın patlama yaptığı, pilot açığının had safhaya ulaştığı bu zamanda Hazır mevcut, yapılı bir  havaalanını bozup hastane yapıyorlar.

50 trilyona yapılamayacak Eski Samsun Havaalanını bozup hastane yapacaklar. Türkiye 50 trilyonluk bir tesisini hoyratça bozacak kadar zengin değil. 

Hastane her yere yapılır ama havaalanını her yere yapmak mümkün değildir. (Rüzgar yönü, zemin, coğrafi manialar, kuş yolları, çevre şartları vs.)

30 yıl önce kimsenin arabası, cep telefonu yokken her yer araba ve telefon doldu. Uçaklar çoğalınca bu havaalanı çok lazım olacak.

ÇARŞAMBA’YI SEL ALDI

“Çarşamba’yı sel aldı” adlı çok meşhur türkümüz bile var. Çarşambayı her sene sel alıyor ve yeni havaalanı kapanıyor. Eski meydan çok lazım oluyor, olacak. Bunun tabii afeti, depremi, seli, emercensi durumları, savaş hali var. Bunu neden düşünmüyorlar.

MİLLİ SERVETE ZARAR VERMEK

Yapılmış bir şeyi bozmak milli servete zarar vermektir. Buna sebep olanların bu suçtan yargılanmaları gerekir.  Amerika’da 11 000 havaalanı, bir milyon uçak var. Türkiye’de 200 uçak ve sadece 30 havaalanı varken olanı da bozmak niye. Böyle mi çağdaş olacağız, böyle mi AB’ye gireceğiz.  

ŞAHSİ MALLARI OLSA YAPARLAR MI

Mantıksız olan bu duruma örnek verirsek : Vekillerimiz kendi şahsi arabalarını bozup mangal yaparlar mı?  Bu havaalanı halkın malıdır. Halkın parasıyla yapılmıştır. Bozulamaz. Hastane başka her yere yapılabilir ama havaalanı yapılamaz. Zamanında şehir planında çok geniş olarak çizilen yolları “gerek yok” deyip daraltan zihniyet bu zihniyettir. Biz burnunun ucunu göremeyen değil, 10- 20 yıl hatta 100 yıl sonrasını görebilen vekiller istiyoruz.

Devlet Planlama Teşkilatı ve Yüksek Planlama Kurulundaki uzmanlar “Samsun ilinin  hastane ve yatak sayısı olarak yeterli olduğunu, yeni bir hastanenin gerekli olmadığını” raporlarında yazdıkları halde kale alınmadığını ifade ediyorlar. Bafra’da 10 yıldır kaba inşaatı bitirilememiş bölge hastanesi var. Paranız varsa orayı tamamlayın.

Vekillerimiz çocukluklarında köylerinde, kırda, bayırda koşup yuvarlandılar ama şimdi çocukları şehirde büyüyor. Şehrin ortasında kalan bu alanı illa ki betonlaştırmamız mı gerekiyor? Başka yer mi yok?

Samsun’da okulların önünde minibüsler içinde çocuklara esrar çektiren çeteler türedi. Kırda bayırda büyümeyen, toprağa ayağı değmemiş çocuklar bunu biliyor bunu görüyor. Koşacak, spor yapacak, nefes alacak yeşil alanlarını sürekli betonlaştırıyoruz. Bu beton çocuklarının, ayağı toprağa değmemiş bu çocukların doğa sevgisi, hayvan sevgisi, insan sevgisi sahibi olması mümkün değil. Kırda bayırda oyun oynayamayan bu çocukların uyuşturucu, yankesici, gaspçı olması kaçınılmaz. 10 yıl içinde 1.5 milyon sokak çocuğumuz olacak. Bizim çocuklarımız da ya onlardan biri ya da onlar yüzünden sokağa çıkamayan yada sokakta bıçaklananlardan olacak. Bunu neden göremiyoruz. Neden son kalan bu boş alanları da  betonlaştırıyoruz. Neden her yeri betonlayarak “beton çocukları” yaratıyoruz. Çocukluk yıllarını kırda bayırda yuvarlanarak geçiren vekillerimiz neden kendi çocukları ve torunlarını buna değer görmüyor. Oy herşey mi? Büyüklerimiz bu yanlıştan dönerek gerçekten büyük olduklarını göstermeliler.

Yusuf KAHVECİOĞLU 4 Ekim 2005

Ana Sayfa    Home Page