Yazan |
Konu |
|
DEVIL
üye
Turkey
108
Cevap |
Gönderilme Tarihi - 17/01/2003 : 22:33:29
Hayır bilgi, yani tek atlayış olarak yazıyorda başvuru formunda eskiden 3-5 falanmış, Mayısa falan sarkar herhalde? |
birgi
üye
Turkey
392
Cevap |
Gönderilme Tarihi - 17/01/2003 : 22:53:25
Bence size gene en az üç atlayış yaptırırlar çünkü THK'nın kursu açmaktaki amacı paraşüt başlangıç brövesi vermek,bunun içinde en az 3 atlayış gerekli.Tek bir atlayış için kurs açılacaksa en uygun yer İzmir fuardaki paraşüt kulesi Birgi "Verecek aydınlığı olmayan karanlığı sever." http://birgi1.tripod.com |
messerschmitt
üye
Turkey
66
Cevap |
Gönderilme Tarihi - 18/01/2003 : 12:32:19
sevgili devil, tek basina atlayisla neyi kastediyorsun anlamadim?kendi parasütünümü almayi düsünüyorsun yoksa serbest atlayisi mi kastediyorsun?burada yazarken aklima geldi; acaba su exterm sport denilen yabanci görüntülerini tv'de izledigimiz aktivitelerin benzerleri ülkemizde yapilmakta mi yada yapilabilir mi?örnegin parasütle bir uçurum yamacindan yada köprüden, kuleden atlayis yapilabilecek bir yer türkiye'de var mi?böyle yerler bilen yada bir seyahat sirasinda gören arkadaslarimiz varsa burada yazarsa belki ilerde birisine yardimi dokunur. |
hakan737
üye
Turkey
279
Cevap |
Gönderilme Tarihi - 19/01/2003 : 01:39:20
Arkadaşlar, açık ve net olarak söyleyeyim, eğer tek atlayış yapılacaksa "bence" paraşüt kursuna gitmeyi aklınızdan bile geçirmeyin. hatta 3 atlayış bile kesinlikle yetmez. Orada geçireceğiniz zamanı başka bir iş ile uğraşarak geçirin. Şaka yapmıyorum ve ciddiyim. nedenmi? Paraşüt başlangıç kursu normal şartlar altında 7 gün içerisinde biten bir faaliyettir. buna ufak tefek aksalıklar ile hava muhalefetinden dolayı oluşabilecek birkaç günü'de eklerseniz en fazla 8-10 gün arası sürer. İlk gün bir tanışma havası içinde geçer ve en iyi ihtimal ile akşam üzeri belki bir ders yapılabilir.sonraki 2-3-4 ve 5. günler aralıksız sabahtan akşama kadar süren teorik ve pratik eğitimler ile dolu olup en önemli iki ders olan 5 nokta taklası ile paraşüt-yedek paraşüt ve emergency üzerinde hassasiyet ile durulur. 5 nokta taklası kilonuza göre ortalama 3-5mt/sn'lik bir düşme hızına göre bir tarafınızın kırılma ihtimalini eğer dersinizi doğru düzgün öğrenmişseniz ortadan kaldıracak bir yuvarlanma tekniğidir. yedek açma ise pek istenen bir durum olmadığı ve çok şükür çok çok nadir olarak karşılaşılan bir olay olmasına rağmen en hayati ders'dir ve emergency usulleri ile birlikte öğrenilir. Bunlar beyninize o 3-4 gün içnde öyle bir kazınırki yürürken 5 nokta taklası atacak şekilde, adınız sorulduğu zaman emergency durumlarını sayacak kadar içinize işler.(işlemelidir de zaten) Asıl keyif bunadan sonra başlar çünkü son 2 gün atlama günüdür. havanın rüzgarsız olamsı için dua edilir ve sabahın erken bir saatinde eğer o dönem planörcüler varsa içlerinden ertesi gün fırtına çıkması ve sizin atlayışa çıkamamanız temenni ve homurtularıyla uçak başı yaparsınız. Stiklere ayrılan paraşütçüler, paraşütlerini kuşanır ve uçak sıralarını beklerler. her uçak 2 stik alır (aslında her halde bu stick olsa gerek ama ben böyle hatırlıyorum) her stik 5 kişidir bazen stiklerden biri 6 kişi olabilir. Her sortie yani uçağın atlayış için havalanmasında uçakta 2 stik yer alır ve uçağın atlayış bölgesinden her geçişinde (pasaj-passage)bir stik atlayışını yapar. bunun nedeni parşütçülerin atlayış sahasına inebilmelerini sağlamaktır, eğer her geçişte uçaktaki herkes atlarsa son kişi iniş sahasının dışına inmek zorunda kalabilir. serbest paraşütçüler doğal olarak "statik kablo" ile atlamadıkları ve çok daha seri uçaktan çıkış yapabildikleri için onlar her geçişte uçağı boşaltırlar. Paraşüt başlangıç kursu kursiyerleri otomatik yada statik ablo olarka adlandırılan paraştün açılma şekli uyarınca kendiliğinden açılmasını sağlayan bir kanca ile uçaktan çıkış yaparlar ve buna statik çıkış , statik kablolu çıkış denir.Sizin yapmanız gereken doğru bir şekilde uçaktan çıkabilmek ve havada kendi emniyetinizi sağlayarak yere sağlam bir şekilde inmektir. Bu 5 atlayış iki günde 3+2 veya 2+3 olarak yapılır. Her gün oğleden sonra atlanan ve açılan paraşütlerde ertesi gün ve sonraki dönem için tekamül paraşüt kursiyerlerine yardım ederek katlanır ve hazır hale getirilir. 5 atlayış bir paraşüt başlangıç kursiyeri için şöyle geçer, 1. atlayış; çok heyecanlısınızdır, herşeyi bir saat otomatikliğinde yaparsınız, korkudan ölmek üzeresinizdir(yalan yok korkman diyenin alnını karışlarım) ama yinede yapacaksınızdır. nasıl atladığınızı dahi anlamazsınızdır ve kendinizi ayıp olacak ama b..çuvalı gibi hissedersiniz. Ama avanız çıktığı kadar 3bin'e kadar saydığınızda (heheheh sandığınız gibi 3000'e kadar değil, onu gittiğinizde anlatacaklar farklı bir anlamı vardır bilen bilir :)))) )paraşütün kubbesi üzerine gelir ve ne kadar dua varsa onları okuyup üfleyip sakinleşip birden bire gökyüzünün keyfini çıkarmaya başlarsınız. Sonra yer yaklaşında" napıcaktık şimdi , hmm önce bilek-kalça.... ne kdar kaldı yere du bakiym derken güm diye kapaklanarak yukarıdan yerin "ne kadar yakında "olduğunu anlamanın ilk tecrübesini yaşarsınız. sonra bir tarafınıza birşey olsa dahi suratınızda tuhaf bir sırıtma ile ikinci paraşütü giyersiniz 2.atlayış; diğerine nazaran nispeten daha rahatsınızdır, bu sefer "geçen seferden bişi anlamadım ,biraz daha sakin olayım" şeklindeki telkinlere rağmen "ayağa kalk, kanca tak ve arkadaşını kontrol et" işareti ile beraber yeniden adrenalin salgılanmaya başlar ama kapıdan çıkışta aşağıya bakınca hakikaten uçmakta olan bir uçaktn atlayacağınız kafanıza çakıverir. Atlarsınız ve bu sefer yerin nerde olduğunu biliyorsunuzdur. 3.atlayış; artık paraşütçü olmak ile olmamak arasındaki yerdesinizdir.öncekiler nazaran anlamsız sırıtma yerini heyecan, keyif ve neşeye bırakır, doğal bir rahatlama refleksidir çünkü kimsenin yapamadığını artık siz yapmışsınızdır. Önceki 2 atlayışta çabucak olup bitiveren hadiseleri , kapı çıkışını atlayış anını daha çok kavramaya çalışırsınız ama bu seferde bunları kaçırmayayım diye verdiğiniz dikkat yüzünden geriye sadece 2 atlayış kalır. 4.atlayış; artık tamamdır atlamak için ayaklarını sürüyen siz artık yerinde duramaz oldunuz ve herşey bilincinize kazınmaya başlar. Atlamaktan ilk zevk alınan an............kapıdan çıkarken "GERONİİİİMMOOOOooooo.ooo.oo.o....o" diyen bile olur :)) 5.atlayış; hüzün anı :( son atlayış..tamda zevkini çıkarmaya başlamışken olurmu yahu anı! atlayış rituelini okadar bilinçli ve keyifli yaparsınızki bu sefer kapıdan çıktığınızda önceki çıkışlarda gözünüzün, beyninizin doğal olarak sizi koruma refleksi ile göremediği zihninizin film şeritleri ile dolu olduğu anda göremediği herşeyi görmeye, adrenalin ile çarpan kalbin nefes alıp verişini duymaya dahada güzeli artık sizden önce atlayan arkaşınızı havada arayıp bulup onunla bağıra çağıra konuşmaya çalışmaya başladığınız atlayış...kulağa ne güzel geliyor değilmi? çünkü 5 atlayış böyle geçer ama tek atlayış hayatınızda size sadece "uçaktan bir kere atladım"'ın ardında " çok heyecanlı idi , çok güzeldi"'nin sizin bile inanmayacağınız yalanını getirir.Ama illede "yok arkadaş ben birkere atlayacam bana ne!" diyorsanız, gidin ve atlayın en azında içinizde kalmaz :)) herkese iyi atlayışlar şimdiden. inşallah kurum tekrar para kaynağı bulur ve kurslar hakettiği gün ve standartlarda yapılmaya yeninde başlar.. Hakan737Guven virt.capt.pilot/virt.air traffic contr.
|
messerschmitt
üye
Turkey
66
Cevap |
Gönderilme Tarihi - 19/01/2003 : 20:58:52
konunun planör başlangıç kursundan, paraşüt başlangıç kursu anılarına dönmesini çok iyi anlayabiliyorum:)) sevgili hakan sakın yanlış anlama.ben lise yıllarımda uçma isteğiyle yanıp tutuşan bir genç olarak önümdeki ilk fırsatı değerlendirmiş ve "uçayımda nasıl olursa olsun!" mantığı ile paraşüt kursuna gitmiştim.planör kursuna ancak 3 yıl sonra gidebildim.(1990 paraşüt, 1993 planör) doğrusunu söylemek gerekirse praşütle atlamamın sebebi budur.zira bu kurstan sonra da tekamüle gitmeyi hiç düşünmedim. ancak atlayış numaralarına göre hissedilenlerin bir genelleme olmadığı ve kişiden kişiye değişebileceğini harırlatmak açısından ben kendi payıma düşenleri yazmak istiyorum. 1.atlayış:uçağın(namı değer an-2) gürültüsünden ötürü aptallaşmış bir vaziyette küçük lombozlardan dışarı görmeyi çalışırken 1 metre ötenizde duran arkadaşınıza tabiri caizse "dtünüzü yırtarak" bağırmanıza rağmen sesinizi duyuramamanız uçakta pekte sohbet edemeyeceğinizi size öğretir.hocanın kapıyı açması ise ilginçtir.uçan bir uçağın kapısının açıldığı pek görülen bir manzara sayılmaz nede olsa.günlerden beri süren eğitim rüyada 5 nokta taklası atmaya ve eğitim yapılan çayırda efendi efendi dolaşırken birden kendilerini yerlere atıp yuvarlanan arkadaşlarınızın görüntüleri ile birleştiği için beyniniz robotlaşmıştır.hissetmekten çok söylenileni yapmaya programlanmış zihin kapıda sıra geldiğinde hiç düşünmeden kendini aşağı atar.ancak aşağı düşerken ne yaptığınızı farkedip gözler kapatılabilir.ben böyle yapmıştım(ehehe).atlarken korkmadığım gibi korku yada başka bir düşünce aklımın ucundan bile geçmedi.durakta bir an önce belediye otobüsünden inmeye çalışan yolcu gibi attım kendimi aşağıya!?ne sayı saydım ne de paraşüt açılınca kubbe kontrolü yaptım!sadece hızla uzaklaşan uçağın sesinin ardından gelen inanılmaz sessizlıği çok iyi hatırlıyorum.havada asılı ampul gibi etrafıma aptal aptal bakındım.daha sonra altımda benden önce çıkış yapmış olan arkadaşları görünce neler olduğunu hatırlayıp kubbeye bakmak aklıma geldi.kubbe yerli yerindeydi, yangın falanda yoktu oh be! yere inişte atılan takla pek nizami olmadığı gibi düşüş hızına göre ağır çekim kaldığı için bir nevi gafil avlanma söz konusu oldu.yani patates çuvalı gibi yere yapıştım.ama hemen ayağa kalkıp sağlam olduğumu ilan ettim.mutlu ve kendimle gurur duyuyordum. ancak bazı arkadaşlar için işler pek o kadar iyi gitmemişti.bizim 12 kişiden 3'ü yerde yatıyordu.paraşütümü toplayıp çantasına tıktıktan sonra en yakınımda yerde yatmakta olan arkadaşın yanına koştum.bu arkadaş bayandı ve ayak bileğini burkmuştu.yanına benle birlikte koşan diğer arkadaşla paraşütünü topladık.o sırada çayırda dökülenleri toplayan ambulansa kasklarımızı çıkarmış havada sallıyorduk.ambulansın dolup geri dönmesi ile bir hayli şaşırdık!demek durum buydu.neyseki bizi orada unutmadılar.eski dodge pick-up geldi.kasaya doluştuk.herkes mutluydu.yüzler gülüyor millet birbirine heyecanlı heyecanlı atlayışını anlatıyordu.herkes konuşup kimsenin birbirini dinlememesisebebiyle kimin ne anlattığını hatırlamıyorum.atlayış noktasına döndüğümüzde savaştan dönen kahramanlar havasındaydık :)))zaten durum o kadar da kötü değildi(en azından benim için) bir arkadaş ayak tarak kemiğini kırmıştı.bu arkadaşın yaşı 30'un üzerinde olduğu için pek şaşırmadık(niyeyse artık!).diğer elemanda yine ayağında basit bir burkulmayla işi atlatmıştı.ancak bu 3 kişi için maceranın sonu olmuştu.zira 2 günde burkulmalar iyileşmiyor. 2. atlayış:başından sonuna nizami bir atlayış oldu.gözümü açıp o 4 saniyede düşerken yere baktım,güzel oluyor. 3. atlayış:havada birisi kaskını düşürdü.kask yanımızdan jet hızıyla geçti.bu hız karşısında hepimiz şaşırıp kaldık.demek paraşüt açılmasa böyle gidecez aşağı!bu arada inişte birbirimizle hafif bir bağırmayla muhabbet ediyor, atılan zevk naralarını rahatça duyabiliyorduk.bu arada inişe 50 metre kala aşağıda hocamızın birisine megafonla avaz avaz bağırdığını duydum.biraz daha yaklaşınca dediklerini duyabildim.birisine ayaklarını kapamasını söylüyordu."acaba kim bu salak diye düşündüm" biraz daha yaklaşıp ayaklarımı iniş için kapadığımda hocanın bağırtıyı kesmesi ile o salağın ben olduğumu da anlamış oldum(ehuhe).ama daha çok vardı yahu, ne gerek var öyle bağırmaya? 4.atlayış: 40 yıldır atlıyormuşum gibi hissediyor ve profesyonel paraşütçü pozlarında etrafı kesiyordum.2 günde usta paraşütçü olmuştum.millete marur mesut bakıyordum.beynim bu anlarda etraftakilerin tamamının paraşütçü olduğunu pek hatırlamak niyetinde değildi. ama iniş pek umduğum gibi olmadı.nerden çıktıysa rüzgar vardı dışarıda.atlayış sahasının yakınında bir futbol sahası vardı.hızla kaleye doğru yaklaşmaktaydım.eğer birşeyler yapmazsam az sonra gol olacaktım.sağa doğru kayıyordum.var gücümle soldaki kolona asıldım.paraşüt bir an için yamuldu savruldu biraz da döner gibi oldu ama daha sonra tam kalenin ortasını hizaladı.eğer demin üstünden kurtaracaktıysamda şimdi kesin ağlarla kucaklaşacaktım.bu arada iniş o son metrelerde daha hızlanırmış gibi olduğu üzere hızla yere indim.aslında yeri öptüm desem daha doğru olur.hatta yere alnımı tosladım secde ettim bir nevi.takla makla hak getire!"plof" sesi ile iki ayağım açık vaziyette akordiyon gibi katlanarak, yere çarpışın etkisiyle başım bacaklarımın arasından geçip kaskımla yere kafa attım.ama yere birşey olmadı, geri savrulup sırt üstü düştüm.allahtan lastik gibi adamım yine bir şey olmadı(ehehe).şaka bir yana gençliğin verdiği vücut esnekliği sayesinde bu çarpıştan yara almadan kurtuldum.normalde bir insan o pozisyonda en azından belini muhakkak incitir. atlayış iyi güzeldide bu yere inişler pek hoş değildi. 5.atlayış:evet dananın kuyruğu kopuyordu.niyeyse son atlayışta işlerin ters gideceğine dair bir his hepimizin içini kaplamıştı.nede olsa filmlerde hep öyle oluyordu.katlı paraşütlerden can ipi en çok daraltılmış ve en derli toplu olanını seçmeye çalışıyorduk.hocamız durumu farkedip süratle geldi, herkesin eline bir paraşüt tutuşturdu.hevesim kursağımdakaldı.biraz önce gözüme kestirdiğimi alamadığım gibi hocanın verdiği paraşütün can ipi bayağı bir genişti.kendimi bir paraşüt arızasına inandırmış olarak uaçağa bindim.kendi cenazesine giden biri gibiydim.uçaktada herkesin yüzündeki sevinçli heyecan görüntüsü silinmiş bir tedirginlik ve geleceğe dair kuşkuları olan insanların endişeli yüzlerinin ifadeleri yerleşmişti.benden daha fazla korkanlar olduğunu fark edince yeniden cesaretlendim(amma alçağım ulan).ve neşe geri geldi.hatta gülmeye başladım.eh, ne olacaksa olsun işte!herhalde atlamayıp rezil olmaktan iyidir. uçaktan atlayıp paraşütüm açılınca, zorlu fırtınaları atlatıp limana ulaşan bir gemi kaptanı gibi hissettim kendimi.kafamda zafer marşları çalıyordu.paraşüt açılmıştı işte.yere inerken kafamı bile kırsam umurumda değildi artık.inişte nizami bir takla ile paraşütçülük hayatımı noktalamış oldum.bir daha herhangi bir yerden paraşütle atlamaya niyetim yoktu.ben uçmak istiyordum, düşmek değil. bu yazı bir hayli uzun oldu kusura bakmayın.ancak havacılık teknik terimlerden ibaret değildir.hatta esas uçuş sevgisi insanın gökyüzünde hissettiklerinden ve bu hislerini diğer dostlarla paylaşmaktan doğar.hiç kimse f bilmemne uçağının kanat açıklığını öğrenerek havacılığı sevmeye başlamamıştır. sabrınızdan ve hoşgörünüzden ötürü teşekkür ediyorum.
|
messerschmitt
üye
Turkey
66
Cevap |
Gönderilme Tarihi - 19/01/2003 : 21:17:48
ha bu arada o yıl izmir fuarında paraşüt kursundan bir arkadaşımla dolaşırken ayaklarımız bizi otomatik olarak paraşüt kulesine götürdü.hemen yukarı tırmandık.hay tırmanmaz olaymışım!baktık yukarda bizim devreden elemanlar.geleni geçeni aşağı atıyorlar.bu kuleden inmenin tek yolu o vince kendini bağlayıp aşağı atlamaktı.ben merdivenleri kullanmayı düşündüysemde bir daha bu arkadaşların yüzüne bakamamayı göze alamadım.usta paraşütçüyüz ya!hemen kuşandık hermesi.ama bir türlü bacaklarım ileri gitmiyor.aşağıda millet tıklım tıkış.bütün başlar çevrilmiş izliyor!aman allahım burası ne kadar yüksekmiş böyle!yanımdaki devreler susmuş beni izliyor.ama yeter artık.tuh sana.sen uçaktan atladın olm.sık dişini kapa gözünü.evet sonunda gözlerimi kapatım boşluğa doğru bir adım attım.buna atlamaktan çok düştüm demek daha doğru olur. inanın bence o kuleden atlamak uçaktan atlamaktan daha zor. |
birgi
üye
Turkey
392
Cevap |
Gönderilme Tarihi - 19/01/2003 : 22:10:31
Uçaktan atlamak daha nasip olmadı ama İzmir'li olmanın en önemli şartlarından biri olan paraşüt kulesinden atlamış biri olarak şunu söyleyeyim,ordan atlamak çoooooook güzel Birgi "Verecek aydınlığı olmayan karanlığı sever." http://birgi1.tripod.com |
hakan737
üye
Turkey
279
Cevap |
Gönderilme Tarihi - 19/01/2003 : 23:50:20
Messerschimitt, saat 23:56 local, sanal radarımın başında son trafikleirmi atarken okudum senin yazını, sen beni bu saatte kahkahalarla güldürdün ya allahta seni güldürsün emi :)))) eline saglık çok güzel olmuş yazı, ben çooooook acele ile yazmıştım kıskandım şimdi seninkini hehehe bende planörden anlatayım bari bir ara bişiler :) Hakan737Guven virt.capt.pilot/virt.air traffic contr.
|
messerschmitt
üye
Turkey
66
Cevap |
Gönderilme Tarihi - 20/01/2003 : 20:14:04
hakan,planör anılarını sabırsızlıkla bekliyorum.sırada ben varım.(ehuhe)
|
DEVIL
üye
Turkey
108
Cevap |
Gönderilme Tarihi - 21/01/2003 : 00:23:42
Arkadaşlar; bu planör başlangıç kursuna dilekçe ile başvuruluyor ya, bu dilekçe nasıl olmalı? Yani THK'nın şubelerinde standart dilekçe mi var, yoksa kendimiz mi yazıyoruz? Referans falan versek işe yarar mı? Sade bir dilekçemi yoksa: Ben şu okulun şu nolu öğrencisi... gibi açıklamalarmı yapalım. Feleğimi şaşırdım vallahi, OFFFFFF OF |
Fethi
üye
USA
56
Cevap |
Gönderilme Tarihi - 21/01/2003 : 03:03:01
Yav kadesim nerdesin.Ses soluk cikmiyor.Kestin e-mail vs.Bir yamuk mu yaptik? Neyse,Messerschmit kardesim yazina hasta oldum.Cok guldum :) :) :) diger hikayelerini sabisizlikla bekliyorum. |
birgi
üye
Turkey
392
Cevap |
Gönderilme Tarihi - 21/01/2003 : 17:57:35
Devil;ben dilekçemi genel olarak yazdım yani bu yaz açılacak olan planör kursuna katılmak istiyorum,gereğini...ad...soyad,o tarz yaniBirgi "Verecek aydınlığı olmayan karanlığı sever." http://birgi1.tripod.com |
messerschmitt
üye
Turkey
66
Cevap |
Gönderilme Tarihi - 21/01/2003 : 20:56:52
arkadaslar, planör baslangiç kursu için normalde basit bir dilekçe yeterlidir.ama hemen o yil olacak diye bir sey yok.eger kurs çikmaz ise ümitsizlige kapilmayin.dilekçe yazmaya devam edin.ben basvuru sirasinda kurumda hiçbir tanidigim olmadigi gibi ögrenci oldugumu dahi belirtmemistim.ama yazmakta fayda var.bu arada eger durumunuz müsait ise yaz aylarinda eskisehir inönü'ye muhakkak gidin.kimseyi kapidan çevirmezler.o ortami görün.belki hocalarla tanismak ve bu konu hakkinda ne kadar istekli oldugunuzu anlatmak faydaniza olabilir.fethi kardesim, basimin üstünde yerin var yamuk ne demek?merak etme asil hikaye geliyor.aksehir fatihleri!pek yakinda(ehehe). |
Fethi
üye
USA
56
Cevap |
Gönderilme Tarihi - 22/01/2003 : 02:27:21
Aksehir fatihi, devre birincisi kardesim Messerschmit..... Aksehir anilarinda gorusmek uzere |
DEVIL
üye
Turkey
108
Cevap |
Gönderilme Tarihi - 22/01/2003 : 23:02:40
Ben bugün yazdım gönderdim, şu okulda öğrenciyim falan diyede ekledim, geçen senede başvurdum. İnşallah bu sene çıkar. Çıkarsa çok iyi olur. SHYO-pilotaj sınavlarında kolaylık sağlar(tecrübe açısından) Ben Eskişehir'de oturuyorum. İnönüden tanıdık ağabeylerim var, Bu kurs işini sorduğumda "eskiden olsa sorun olmazdı, şimdi işler çok karıştı" diyorlar, Yönetimin yenilklerle gelmesi falan. Ne diyeyim, İnşallah Bana çıkar. Biraz bencillik yaptım ama ne yapıyım, bu sene ne olursa olsun elime bir Lövye almam lazım Edited by - DEVIL on 22/01/2003 23:05:16 |
messerschmitt
üye
Turkey
66
Cevap |
Gönderilme Tarihi - 23/01/2003 : 20:57:01
pilot olmak isteyen genç arkadaşlar; bir hastaneye gidip kbb(kulak burun boğaz) doktoruna görünün.sinüzit, deviasyon(burun kemiği eğriliği), konka(burunda et) olup olmadığını kontrol ettirin.bir kafatası rotgeni muhakkak çektirin.renk körü olup olmadığınızı kontrol ettirin.bu işlemlerin hepsini bir devlet hastanesinde çok cüzi bir fiyatla yaptırabilirsiniz.görme kaybı ve işitme kaybından bahsetmiyorum bile, bunların sağlam olduğunu varsayıyorum.hava harp için:düz tabanlık kontrolü yaptırın.ciğer ve bel kemiği rontgenleri çektirin.bel hizası omurlarında kabul edilemeyecek miktarlarda açıklık olabiliyor.bol bol spor yapın.asla tembellik edip sonraya bırakmayın.koşu, şınav, mekik ve barfix temel hareketleriniz olsun.spor salonuna gidiyorsanız/gidecekseniz bacak kası için, ağırlık kaldırma çalışması yerine alternatif hareketler deneyin.belinize gereksiz yüklenmelerde bulunmayın.çürük dişiniz varsa yaptırın.diş çektirmeyin.bir üroloğa görünüp varikosel kontrolü yaptırın(üreme ile ilgili problem yaratan bir damar rahatsızlığı). daha sonra sınavlara giripte hastaneden elenmek yerine şimdiden bir rahatsızlığınızın olup olmadığını öğrenmek çok önemli.hayatınızı değiştirecek kararları daha sağlıklı verebilirsiniz. tüm bunları düşünürken ve hayal kurarken en önemli şeyi atlamayın, dersleriniz!ne kadar sıkıcı olsada üniversite sınavında hatrı sayılır puanlar almak zorundasınız.bunu asla unutmayın, küçümsemeyin, görmezden gelmeyin.o sınavı geçemeyen bir halt olamaz.bunu unutma.öncelik sınavdır.şimdiden kendini bir asker olarak kabul et.hayatını düzenle.belki bir yıl dişini sıkmak ömür boyu bir mutluluk yaratacak.bunun yanında bir yıllık sefahat bütün ömrünün rezil olmasına da sebep olabilir.uçuş sırasında yaşanan en büyük sıkıntı g(gravity-yer çekimi) kuvvetindeki değişikliklerden kaynaklanan rahatsızlıklardır.buna alışmak için en güzel şey lunaparktaki iç gıcıklayan hızlı aletlere binmek.süper tren(roller coaster) denen alet güzel bir seçim olur.benzeri aletlerede binin. el-göz koordinasyonu açısından bilgisayar oyunlarınında faydası var.merdivenleri ters çıkın(yalnız iseniz.kendini aptal durumlara düşürmenin bir manası yok).sigara alkol söylemeye bile gerek yok.bunlar insanı hasta eden ilk şeyler. amerikan filmlerindeki serseri pilot tiplemelerinden uzak durun.bir pilot serseri olmaz.serseriler de pilot olamaz. bilgisayar başına çakılıp kalmayın.chat ve forum ortamlarında milletle sidik yarıştırmak, laf dalaşına girmek size gerçek hayatta bir şey kazandırmayacak, hatta kaybettirecektir.her türlü yenilikten haberdar olmak yada her yeni haberi öğrenmek gibi bir zorunluluk içinde değilsiniz.bazı şeyleri sonra öğreniverin.ileride bol bol dalga geçecek geyik yapacak zamanınız olacak.hatta bütün hayatınızı böyle geçirmekte var! zannettiğiniz gibi insan 25 yaşında ölmüyor.hayat gayet uzun kısa falan değil.benim yaşım 6 ay sonra 30 olacak.sık sık 10-12 yıl öncesine dönüp muhasebesini yaparım halen!keşke şu zamanda şöyle yapsaymışım diye. iş yerimde 58 yaşında bir arkadaşım var!evet yanlış görmediniz 58.torun sahibi bu adam halen çocukluk ve gençlik anılarını büyük bir heyecanla anlatmakta. bedensel kuvvet ve düzgün fizik kendine güven duygusunu arttırır.burada tekrar spora dönmek istiyorum.spor gerçekten çok önemli.bugün amerikan liselerinde ve üniversitelerinde(burada topu fethi kardeşime atıyorum.aslını o biliyor) öğrencilerin eğitimlerinde sporun payı neredeyse %50 dir!spora en az diğer dersler kadar önem verilir.hepten de herkül gibi et kafalı bir ebleh olun demiyorum ama spor yapın işte yav... netice itibariyle: 1-sağlık muayenesi ol. 2-ders çalış. 3-spor yap. benden bu kadar.bunca nasihatten sonra gidip bir counter strike oynayayım iyi gider(ehehee)...:))) özel not:fethi kardeşim, gayet iyi biliyorsun ki biz o dostluk ortamında, öyle birinci olacam türünden kasıntılara ve çabalara girmemiştik.ve yine çok iyi biliyorsunki ilk yalnız kontrolü sen uçtun.benim o gün şansım yaver gitti.bunun en güzel ispatı tekamülde 3 yalnız kontrolden sonra bavulumu toplayıp eve dönmemdir.haticeye değil neticeye bak.sen bugün pilotsun.bende ormandaki ağaçların arasından gökyüzünü görmeye çalışan birisi... uzadıkça uzuyor lan bu yazı.kestim yeter gayri. |
Fethi
üye
USA
56
Cevap |
Gönderilme Tarihi - 23/01/2003 : 21:16:45
Messeschmit kardesim merhaba, Havaciliga gonul vermis genc arkadaslarimiz icin yazdigin hersey'e katiliyorum. Baska ekliycek bir sey bulamiyorum. Senin yardimlarin sayesinde yanliz ucmayi basardim.Senin verdigin destek sayesinde kendimi toparlayabildim.Abi sen gercek bir havacisin.Umarim genc arkadaslar yazdiklarini dikkate alir ve daha duzenli bir hayat kurarlar. Ucak ismi ezberleyip pilot olunmuyor. gorusmek uzere |
DEVIL
üye
Turkey
108
Cevap |
Gönderilme Tarihi - 23/01/2003 : 21:18:03
Tavsiyelerin için çok teşekkürler messerschmitt. peki sivil pilotluk için sağlık şartlarıda bu kadar ağır mı? |
Fethi
üye
USA
56
Cevap |
Gönderilme Tarihi - 23/01/2003 : 21:24:00
Devil merhaba, Askeri pilot olmak icin kusursuz bir saglik raporu gerekiyor.Sivil pilotluk icin kurallar biraz daha yumusak. kolay gelsin
|
DEVIL
üye
Turkey
108
Cevap |
Gönderilme Tarihi - 23/01/2003 : 21:38:56
fethi hocam(Hocam diyorum, sizin sayenizde çeşit çeşit şeyler öğreniyorum) sağlık şartları ne kadar yumuşak, benim arkadaşım şuan SHYO-pilotaj'da okuyor ve düztaban. Şöye açıklamalı bir yazı var mı elinizde? Burdaki doktorlara soruyorum, haberleri yok. Hva hastanesinede gidemiyorum? teşekkürler. Birde profillere biraz özen göstersek, Hiç olmazsa adımızı yazsak daha iyi olmaz mı? |