Sevgili Tayyareciler,Dün (27 Şubat), vatanının şanı ve milletinin yücelmesi için büyük bir cesaret ve fedakarlıkla görev yaparken Filistin bölgesinde düşerek hayatını kaybeden ilk hava şehitlerimiz Tayyareci Yüzbaşı Fethi Bey ve rasıdı Mülazım-ı Evvel Sadık Bey’i kaybetmemizin 91nci yıl dönümüydü.
Bu ülke için canını feda edenlerin gayretlerini ve başarılarını yok sayan haysiyetsiz medya mensubunu; onu himaye eden ikiyüzlü gazete genel yayın yönetmenini; profesyoneller tarafından yönetildiğini sandığı gazetesindeki yoz tutumu kendisine defalarca teşhir ettiğimiz halde kandırılmış ve aptal yerine konmuş olmayı tercih eden medya kuruluşu holding başkanını bu forumda yer alan mesajlardan açıkça tanıyoruz. Söz konusu medya holdinginin yönetim kurulu başkanı ve gazetenin icra kurulu başkanına açık çağrı mesajı göndererek bu medya ahlaksızlarını ve sürdürülen yoz tutumu teşhir ettiğimiz halde bugüne kadar bir yanıt verememişler, görevlerinin gereğini yapamamışlardır.
Bu medya ahlaksızlarını; 22-24 Ekim 2003 tarihlerinde İstanbul-Harbiye’deki Askeri Müze ve Kültür Sitesinde düzenlenen Dokuzuncu Askeri Tarih Semineri’nde, Genelkurmay ATASE Başkanı, Türk Askeri Tarih Komisyonu Başkanı, üniversitelerimiz ve silahlı kuvvetlerimizden seçkin bir topluluğun huzurunda Balkan Harbinde Türk havacılığı konusundaki bildirimi sunarken teşhir ettim ve kınadım.
Bu medya ahlaksızlarını; 28-29 Ekim 2004 tarihlerinde İsrail’de Ben-Gurion University of the Negev’de düzenlenen, Hicaz Demiryolu ve Birinci Dünya Harbi ile Filistin bölgesine teknolojinin girmesinin işlendiği uluslararası seminer sırasında, “Unutulan Anıtın İzinde: İlk Türk Hava Şehitlerinin Gerçek Hikayesinin Keşfi” başlıklı bildirimi sunarken bir kez de uluslararası seçkin bir akademik ve araştırmacı topluluğu önünde teşhir ettim ve kınadım.
Bahsi geçen seminere katılmak üzere İsrail’e yaptığım seyahatin bir ikinci ama birincisinden daha önemli amacı da ilk hava şehitlerimizin ailelerinin, vatan ve millet için görev yaparken atalarının şehit düştükleri yerleri ziyaret etmelerini sağlamaktı. İçeriğindeki tarihi yanlışlar ve devletten aldığı yüksek ödeneğe rağmen rezil bir skandal olarak sonuçlanan TRT’nin Altın Kanatlar projesinin koordinatörleri ve yöneticileri, İstanbul’dan başlayarak Mısır’a kadar devam eden temsili uçuş törenlerine bu şehit ailelerini davet etmemiş, atalarının şehit düştüğü bu mekanları ziyaret etmelerine imkan tanımamıştır. TRT Altın Kanatlar proje ekibinin devletten aldığı ödenekleri hesapsızca ve kendi çıkarlarına harcamalarına karşılık, hiçbir çıkar gözetmeden şahsi girişimim ve The Hebrew University of Jerusalem’den Dr. Dov Gavish’in desteği ile ilk hava şehitlerimizin ailelerinin bu uluslararası seminer vesilesiyle İsrail’e davet edilmeleri, şehitlerimizin düştüğü yerler ve Türklerin Filistin bölgesinde iz bıraktığı diğer tarihi yerleri ziyaret etmeleri sağlanmıştır. Bu seyahatle ilgili izlenimlerim Ben-Gurion University of the Negev’in aşağıdaki internet sayfasında İngilizce olarak yayınlanmaktadır.
http://www.boker.org.il/info/learning/bentchumi/kenes/ww1train/english/tripdiary.htm
7 Aralık 2004 tarihinde, adını ilk hava şehidimizden alan Fethiye ilçemizde Şehit Tayyareci Yüzbaşı Fethi Bey anıtının açılışına Fethi Bey’in hayatta olan aile yakınlarının katılmasını sağlamanın haklı gururunu da taşıyorum. Hava Kuvvetleri Komutanımız Sayın Hv.Plt.Org. Halil İbrahim Fırtına ve saygıdeğer Fethiyeliler olmak üzere çok seçkin büyük bir kalabalığın katıldığı anıtın açılışından sonra Fethiye Kültür Merkezinde Fethi Bey ve Fethiye üzerine bir seminer sundum. Bu seminerde de, seçkin bir topluluğun önünde yukarıda adı geçen medya ahlaksızlarını bir kez daha teşhir ettim ve şiddetle kınadım.
Kahraman havacılarımızın ailelerini tanımış olmanın onurunu, onlarda aziz şehitlerimizin fedakar ve vatansever ruhlarının yaşadığını görmenin mutluğunu duyuyorum.
Cehaletlerinin karanlık batağında uydurma yazı yazanları, mesleklerini hakkı ile icra etmekten dahi yoksun olarak şehitlerimizin adını ve şerefini hiçe sayan, mertebelerin en yücesi şehitlik mertebesine ulaştıklarını dahi inkar eden mayası bozuk yazarları, buna müsaade eden aynı meşrepteki gazete yöneticilerini ve bu iğrenç durumun önlenmesi için gayret göstermeyen medya kuruluşlarını ve yöneticilerini ne tarih ne de Türk kamuoyu unutmayacaktır, affetmeyecektir.
10 gün sonra ilk hava şehitlerimizden Nuri Bey’in şahadetinin 91nci yıldönümü olacak. Nuri Bey’in vatanı ve milleti için görev yaparken şehit düştüğünü inkar eden yazıyı yazan ve yayınlayanların bu haysiyetsiz tutumlarına bir son vermeleri gerekmektedir. 16 Şubat günü Türk Hava Kurumunun 80nci kuruluş yıldönümü töreninde Sayın Hava Kuvvetleri Komutanımız Türk havacılık tarihinin belgelere dayalı olarak yeniden ele alınması için bir girişim başlattılar. Şehitlerimizi inkar edenlerin, bu belgesel çalışmada sonsuza kadar şerefsiz olarak damgalanmamak için kamuoyuna borçlu oldukları özür ve düzeltmeyi artık geciktirmeden yayınlamaları gerekmektedir.
Hepinize saygı ve sevgilerimle,
Bülent Yılmazer
yilmazer@tr.net