benim gibi, teknik detaylardan uzak, bir uçurtmanın sadeliği, bir martının süzülüşü gibi net ve açık bir havacı muhabbeti özleyenleri buraya davet ediyorum.lütfen rakamları kesme işaretlerini değil, içinizden ruhunuzdan geçenleri, kalbinizdeki tayyareciyi konuşturun burada.

füze, roket ve silah yüklü olmayan sadece uçmak için, bulutların arasında dolaşmak için tasarlanmış tayyarelerle gezelim burada.

bu konuda yalnız olmadığıma inanıyorum.kendi başınızdan geçen veya dinlediğiniz, okuduğunuz uçuş hikayelerini bekliyorum.

quote:

---

ya arkadaşlar forumlar teknik bilgilerle doldu taştı.yakında hepimiz mühendis çıkacaz buradan :)

benim gibi, teknik detaylardan uzak, bir uçurtmanın sadeliği, bir martının süzülüşü gibi net ve açık bir havacı muhabbeti özleyenleri buraya davet ediyorum.lütfen rakamları kesme işaretlerini değil, içinizden ruhunuzdan geçenleri, kalbinizdeki tayyareciyi konuşturun burada.

füze, roket ve silah yüklü olmayan sadece uçmak için, bulutların arasında dolaşmak için tasarlanmış tayyarelerle gezelim burada.

bu konuda yalnız olmadığıma inanıyorum.kendi başınızdan geçen veya dinlediğiniz, okuduğunuz uçuş hikayelerini bekliyorum.

---

neyse, anlaşılan kimsenin yazmaya niyeti yok bari ben bir okuduğum anıyı yazayım

f-86 sabre tayyarelerinin türk hava kuvvetleri envanterine daha yeni girdiği yıllarda, yüksek irtifa uçuşlarında kanopi fırlaması vakaları yaşanmaya başlanmış.bunun sebebi bir türlü bulunamıyor, uçağın huyuna suyuna yoruluyor.
ta ki genç bir pilotumuzun uyarısına kadar.bu büyüğümüz o yıllarda amerikada eğitim alıp yurda dönüyor.ve bu kanopi fırlamasının sebebinin tartışıldığı filo içi bir toplantıda tüm cesaretini toplayıp üstleri ve abi gibi saydığı kendinden yüzlerce binlerce saat daha fazla uçuş tecrübesine sahip diğer filo pilotlarının ardında arka sıradan söz alıyor.ve kanopinin hemen sol yanında kanopiyi kapatınca hava basıncı ile sıkıştırıp kilitlemek için bir mekanizma olduğunu, bundan kimsenin sözetmediğini hatırlatıyor.herkes büyük şaşkınlık içinde, filo komutanı itiraz ediyor, böyle bir şey yok diyor!en sonunda hepbirlikte gidip hangarda uçak başında bakıyorlar.o zamanki genç, şimdiki büyüğümüz olan pilot mekanizmayı gösteriyor.hemen bir kol tertip edilip uçuşa çıkılıyor.ve görülüyorki uçak limitleri dahilinde ne kadar yükseğe çıkılırsa çıkılsın kanopi açılmıyor.
bu durum hemen komutanlığa bildiriliyor.komutanlıkta bütün f-86 filolarına durumu tebliğ ediyor.o tarihten itibaren bir daha f-86 tayyaresinde kanopi uçması hadisesine rastlanmıyor.

bana bu hikaye çok ilginç gelmişti.zira bu durum sebebi ile birkaç tayyare kaybedilmiş.bu basit bilgi eksikliği kanımca çok pahalıya mal olmuştur.

Amatorhavacilar@yahoogroups.com

quote:

---

ya arkadaşlar forumlar teknik bilgilerle doldu taştı.yakında hepimiz mühendis çıkacaz buradan :)

benim gibi, teknik detaylardan uzak, bir uçurtmanın sadeliği, bir martının süzülüşü gibi net ve açık bir havacı muhabbeti özleyenleri buraya davet ediyorum.lütfen rakamları kesme işaretlerini değil, içinizden ruhunuzdan geçenleri, kalbinizdeki tayyareciyi konuşturun burada.

füze, roket ve silah yüklü olmayan sadece uçmak için, bulutların arasında dolaşmak için tasarlanmış tayyarelerle gezelim burada.

bu konuda yalnız olmadığıma inanıyorum.kendi başınızdan geçen veya dinlediğiniz, okuduğunuz uçuş hikayelerini bekliyorum.

---

quote:

---

ya arkadaşlar forumlar teknik bilgilerle doldu taştı.yakında hepimiz mühendis çıkacaz buradan :)

benim gibi, teknik detaylardan uzak, bir uçurtmanın sadeliği, bir martının süzülüşü gibi net ve açık bir havacı muhabbeti özleyenleri buraya davet ediyorum.lütfen rakamları kesme işaretlerini değil, içinizden ruhunuzdan geçenleri, kalbinizdeki tayyareciyi konuşturun burada.

füze, roket ve silah yüklü olmayan sadece uçmak için, bulutların arasında dolaşmak için tasarlanmış tayyarelerle gezelim burada.

bu konuda yalnız olmadığıma inanıyorum.kendi başınızdan geçen veya dinlediğiniz, okuduğunuz uçuş hikayelerini bekliyorum.

---

zira bu grupta 30-30 mayıs, 1 haziran'da hazarfen'de yapılacak olan sivil akrobasi yarışmasına katılacak pitts pilotlarıda var.

itiraf ediyorum ben martı hastasıyım, bilgisayarımın masaüstü resminde martılar var (kadıköy-beşiktaş vapurunda çektiğim biraz flu bir resim).

kargalar da -toplum onları pek sevmese de- takdiri hakediyorlar. rüzgarlı (ve öyle düzenli bir rüzgar da değil, besbelli türbülanslı) bir havada bir aydınlatma direğinin tepesine yüksek hızla seyredip ona rahatça konabiliyorlar.

bir de uçan balonlarla ilgili bir anım var. nazarım değdi ve geçenlerde ufak bir çocuğun balonuyla oynaması sırasında balon elinden kaçtı. uçtu uçtuu uçtuuu. büyükçe bir binanın köşesine geldiğinde şöyle bir yalpaladı, ufak bir çember çizdi ve yükselmeye devam etti. daha fazla takip edemedim, arkadaşlarım "hadi gidelim/let's go" diyorlardı. ama sonuçta o balonun da aynı ben 8 yaşındayken arabamızın camından sarkan elimde ipini tuttuğum balon gibi istemeden kurtuluverdiğini ve aynı kaderle yükseklerde patlayıp yeryüzüne döneceğini biliyordum.

bir keresinde de oturma odasındaki büyük camdan yağan karları seyrediyordum. bunlar bilindik karlardan değildi. yukarı doğru yağıyorlardı. artık nasıl bir hava akımı varsa binanın o kısmında!? dakikalarca, belki yarım saat boyunca seyrettim.

kar yağmasıyla ilgili başka bir anım da bir nissan sunny'nin içinde seyrederken gözlemlediğim ilginç davranışlardı. arabanın kar yağışını nasıl yardığını net biçimde gözlemleyebilmiştim, 2.5 saatlik yol boyunca. bu arada kamyonların, otobüslerin ve bunların etkileşimleriyle karların nasıl kararsızlaştığını da görebildim. aklımda sürekli otobüs-araba etkileşimine yönelik rüzgar tüneli deneyleri vardı. ama bu başlık teknik değil ruhi havacılıkla ilgili olduğundan daha fazla devam etmiyorum.

son olarak da, 205 km/h yapan bir arabadan kafasını çıkartan arkadaşıma tebrikler gönderiyorum buradan. muhtemelen biraz üşümüştü, o gün bize söylemese de. saçları geriye çekilmişti, ki söylemesine hiç gerek yoktu.

benden bu kadar.

havadar günler.

G.Ç.