ANASAYFA
Anasayfa | Forum Anasayfa | Profil | Kayıt | Aktif Konular | Arama
Kullanıcı İsmi
Şifre:
Şifremi bu bilgisayarda hatırla! 


Şifrenizi Unuttunuz mu?

 
 Bütün Forumlar
 TEKNOLOJİ
 RADARLAR
 Yeni Konu  Konuyu Yanıtla
 Printer Çıkışı Al
 
Yazan Önceki Konu Konu Sonraki Konu  
snipercan
üye


Turkey
119
Cevap
Gönderilme Tarihi - 25/04/2002 :  21:40:37  Profili Göster  Alıntıyla Brilikte Cevapla
İKİNCİ DÜNYA SAVAŞINDA RADAR
2. dünya savaşında ilk kez kullanılan radar uygulamalarını dört bölümde inceleyebiliriz.

a) Savaşın başından beri ABD’den, Avrupa’ya bir malzeme teçhizat akışı vardı ve bu işte, özellikle İngiliz ticaret filosuna büyük görev düşüyordu. Almanların ise, bu malzeme akışını kırmak için değişik taktikler uyguladıklarını görüyoruz. Almanlar ilk başlarda güçlü gemilerini Atlantik’e çıkarmaya ve bu gemilerle malzeme akışını kesmeye çalıştılar. Bu gemilerden biri o sırada çok ünlü ve çok güçlü olan BİSMARCK gemisiydi. Bismarck uzun süre Baltık denizindeki limanlarda kaldıktan sonra, 1941’in Mayıs ayında Fransa’nın Brest limanına giderek oradan yapacağı harekatlarla, ticaret filolarını engellemeye çalışacaktı. Baltık denizinde çıkan Bismarck’ta dünyada ilk kez rastlanan bir Radar ikaz alıcısı bulunuyordu. Bu ; 100-500 MHz frekans bandında çalışan METOX radarıydı. Bu arada İngilizler boş durmuyorlar ve Bismarck’ı engellemek içinsürekli olarak Kuzey Denizinde gemilerini bulunduruyorlardı. Ancak Bismarck, bu radar sayesinde etrafındaki düşman gemilerinin durumlarını çok iyi takip edebiliyor ve değişik saldırılardan kurtulabiliyordu. Bismarck Danimarka boğazından çıkarken İngilizlerin güçlü gemisi HOOD’la karşılaştı ve batırdı. Bismarck yoluna devam ederken sürekli olarak kendini koruma altında tutabiliyordu. Ancak bu sefer haberleşme açısından taktik hatası diyebileceğimiz bir karar verdi. Komutan İrlanda yakınlarına geldiğinde radardan uzunca bir süre işaret gelmemesini dikkate alarak, etrafta düşman gemilerinin olmayacağını düşündü ve Almanya’ya yarım saat kadar süren bir mesaj yolladı. Bu mesajı İngilizlerin Cebelitarık’ta ve İrlanda’da bulunan yön kestirme istasyonları yakaladılar ve üçgenleme metodu ile Bismarck’ın yerini tespit ederek Bismarck’ı batırdılar.

Bu olay Almanları yıldırmadı. Bunun üzerine ticaret filosunun seyrini kesmek üzere denizatlılara önem verdiler. Denizaltılar bu işte çok başarılı olarak İngiliz deniz ticaret filosuna büyük kayıplar verdirdiler. Bunun üzerine İngilizler geliştirdikleri uçak radarlarını kullanmaya başladılar. Bunlar 1-2 GHz bandında çalışan radarlardı ve denizaltılar belirli süreyle su yüzeyine çıkmak zorunda kaldıklarında hemen yerleri tespit edilip, batırılıyorlardı. Bunun üzerine Almanlar Metox radarının frekans bandını genişleterek denizatlılarına taktılar. Böylelikle su yüzeyine çıkan denizaltılar yaklaşan İngiliz uçaklarını kısa sürede tespit edip tekrar dalışa geçiyorlardı. Bu sırada MAGNETRON icat edildi. İngilizler bu kez 3 GHz civarında magnetron kullan radarları uçaklarına taktılar. Bu Almanlar için şok oldu çünkü kendi radarları o frekans bandına yükselemiyor ve denizatlıları büyük zarara uğruyordu. Almanlar bu yeni radar frekansının esrarını ancak düşürdükleri İngiliz uçaklarından buldukları radar parçalarını inceleyerek keşfettiler. Bunun üzerine yine çalışmaya başladılar ve NAXOS adı verilen yeni bir radar ikaz alıcısı geliştirmeye niyetlendiler. Fakat bu yeni radar ikaz alıcısının performansı yeterli oluncaya kadar savaşın sonuna gelinmişti ve bu arada Atlantik’teki Alman filosu çok büyük kayıp vererek, bir yerde savaşı kaybetmişti. Atlantik savaşı radar ikaz alıcısı ve radar arasında bir tedbir-karşı tedbir çatışması olarak bütün savaş boyunca devam etti.

B) İkinci uygulama; yine 2nci Dünya Savaşında geçen CHANNEL DASH olayıdır. Mart 1941’de üç yaralı Alman Savaş gemisi – ki Almanların çok önem verdiği üç gemiydi- Scharnhorst, Gneisenau ve Prinz Euguen yaralı olarak o zaman Almanların işgalinde ki Fransa’nın kuzeyinde bulunan Brest limanına sığındılar. Almanların amacı bu limanda gemileri kamufle edip gerekli tamiratları yapmak ve tekrar göreve göndermekti. Fakat İngiliz Hava Kuvvetleri bu gemileri haber alıp limanı bombalamaya başladılar. Bu durumda Almanların önünde iki seçenek vardı.
* ya gemileri orada bırakacaklar
* yada tekrar kendi ülkelerine geri götüreceklerdi
İkiside büyük riskti. Orada bırakılırlarsa gemilerin batacağı kesindi, kendi ülkelerine götürürlerse de yolda karşılaşacakları riskleri biliyorlardı. Kendi ülkelerine dönmek için iki seçenek vardı. Bu seçenekler;
• İngiltere’nin kuzeyinden dolaşmak
• İkincisi ise Manş’ı geçmekti.
Yapılan tehdit değerlendirmesinde İngiltere’nin kuzeyinde İngilizlere ait büyük savaş gemilerinin olduğunu saptadılar ve onlarla karşılaşmamak için Manş’tan geçmeye karar verdiler. Manş’ta ise torpidolar, hücumbotlar ve atış kontrol sistemleri vardı. Planları basitti. Radar karıştırması yapacaklardı. Dover’a gelene kadar İngilizlerin Manş’a bakan radarlarını karştıracaklardı.
1940’ta Fransa’nın düşmesinden sonra, Fransa’nın kuzey sahillerine Alman Radar alıcıları yerleştirdiler ve İngiliz radarlarını inceleyerek bütün özelliklerini kaydettiler. Alman endüstrisi bu amaçla gerekli olan bütün radar karıştırıcılarını üreterek buralara karıştırıcıları yerleştirdi. Bu karıştırıcıların her biri İngiltere’deki bir karşıt radarı hedef aldı. Fakat karıştırma yapıldığı zaman İngilizlerin karıştırma yapıldığını anlayacaklarını biliyorlardı. Anlamamaları için karıştırmayı çok aşamalı olarak yapmayı, sistematik bir şekilde birkaç dakikadan başlayıp, çok uzun sürelere çıkartmayı hedeflediler. Amaçları İngilizlerin olan bitenin bir atmosferik olaydan dolayı kaynaklandığını zannetmeleriydi. Bunda da başarılı oldular. İngilizler bu olay başlayınca gene bölgelerinde atmosferik bir olay oldu diyerek radarlarından gelen bilgileri değerlendirmemeye başladılar. Almanlar hareket vaktini gizlemek için sanki gemiler gitmeyecekmiş gibi balolar düzenlediler. Hareket gecesi Brest’e, yani gemilerin bulunduğu yere sahte bir hava saldırısı düzenlediler ve bütün Brest halkını sığınaklara aldılar, böylece gemilerin hareketini gizlediler. 3 gemi refakatinde 8 destroyer 16 torpido ve 250 uçaklık hava şemsiyesi yola çıktı. Bu arada ölçülüde olsa karıştırma yaparak radarların fark etmesini engellediler. Sabaha karşı da karıştırıcılar ile donatılmış iki Henkel uçağı, radarları karıştırarak gemilere refakat eden hava şemsiyesini gizledi. Dover civarında sorumlu radar sınırına gelene kadar İngilizler durumu fark etmediler. Dover civarına geldikleri anda Almanlar çok şiddetli karıştırma yaparak bütün Dover civarındaki radarları körelttiler. Öyle ki İngilizler bu radarları kapatmak zorunda kaldılar. Frekans değiştirdiler Almanlar tekrar bastırdılar. Fakat, sabah saat 10:00’da İngilizler, Almanların hiç haberi olmadığı ve Almaların imkanlarının üstünde bir frekansla çalışan yeni bir radarı devreye sokarak hava şemsiyesini yakaladılar. Hava şemsiyesini yakaladıktan sonra İngilizlerin karşı güçleri çalışmaya başladı. Fakat öyle bir zaman kazanılmıştı ki, İngilizlerin müdahalesine rağmen üç Alman gemisi ülkelerine varmayı başardı.

c) Üçüncü uygulama olarak yine 2.nci Dünya Savaşı’ndaki en son çıkartma olan Normandiya çıkartması görülmektedir. Bir çıkartmada en kritik an, çıkartma birliklerinin gemilerden karaya taşınması anıdır. Bu an düşman saldırısına açık olunan andır ve zaman çok önemlidir. Müttefikler zaman kazanmak için Almanları, çıkartmanın Calais civarına yapılacağına inandırmaya karar verdiler. Esas amaçları, çıkartma bölgesi Normandiya olmasına rağmen zahiri çıkartma bölgesi bölgesi olarak Calaisi göstermekti. Almanların bütün Atlantik, Fransa ve Kuzey Fransa kıyısında Atlantik duvarı denilen çok iyi tahkim edilmiş mevzileri vardı. Ayrıca Fransa’nın işgalinden sonra, Kuzey sınırı boyunca 120 adet radar yerleştirmişlerdi.(Almanlar bu radarları 10 mil bazı yerlerde yarım mil aralıklarla yerleştirmişlerdi)
Tatbikat için İngilizler İskoçya’da, Normandiya’ya benzeyen bir bölge buldular ve bu bölgeye daha önce ele geçirdikleri üç Alman radarını yerleştiidiler. Uçaklar ve gemiler sürekli tatbikat yaparakgemilere ve uçaklara konacak en iyi ekipmanların ne olacağını belirlediler. Planları üç kısımdan oluşuyordu:
• dover civarında telsiz haberleşmesini arttırarak Almanları kuvvetlerinin bu civarda yoğunlaştığına ikna etmek
• yine Calais civarındaki radarları aldatarak buraya doğru bir donanmanın ve uçakların yaklaştığının sanılmasını sağlamak
• Normandiya civarında bulunan radarları karıştırarak esas o tarafa olan çıkartmayı gizlemek
Harekat günü Dover’danpek çok küçük gemi ayrıldı. Bu gemiler özel metalik plakalar taşıyorlar, metalik dubalar ve metalden imal edilmiş balonlar çekiyorlardı. Bunlar öyle ayarlanmıştıki, savaş gemilerinin, uçakların radar ekolarını aynen taklit ediyorlardı. Aynı zamanda oradan kalkan uçaklar bölgede sürekli chaff atıyorlardı. Bunlarla Almanlar saldırının orada olacağına inandırıldı. Çıkartma anı yaklaştığı sırada karıştırma yapılarak Almanların bütün atış kontrol sistemleri nötralize edildi. Böylece Almanların durumu erken fark edip stratejik yedek kuvvetlerini bölgeye getirmeleri engellenmiş oldu. Çıkartmadan sonra karıştırma faaliyetlerine devam edildi ve öyle bir karışıklık yarattılar ki Almanlar bir türlü sağlıklı karar veremediler.

D) Son uygulama ise; müttefiklerin Almanya üzerine yapmış oldukları hava saldırılarıdır. Savaşın ilk yıllarında Almanya’dan İngiltere’ye olan hava saldırılarının yönünü değiştirdi. İngilizlerin, ABD desteğini alarak sağladıkları güçle, Almanya’ya doğru değişti.
1942 yılında Almanların elinde 120 mil menzilli, o zamana göre oldukça uzun bir menzil sayılan FREYA isimli radarları vardı. Bu radarları kullanarak hava saldırılarını önceden öğrenip, tedbirlerini alabiliyorlardı. İngilizler bu radarı devreden çıkartmak için MANDREL adını verdikleri klasik bir gürültü karıştırma cihazı geliştirdiler. Beklentileri uçak kayıplarının azalması idi. Ancak cihaz devreye girdikten sonra uçak kayıplarında beklenen düzelme olmadı. Çünkü Almanların elinde, İngilizlerin o ana kadar istihbaratını yapamadıkları ikinci bir radar vardı. Bu 45 mil menzilli ve atış kontrol amaçlı kullanılabilen WURZBURG radarıydı. Bu radarların mezillerinin kısa olması nedeniyle İngilizler, elektronik istihbarat yaparak bunların özelliklerini öğrenme fırsatı bulamadılar. Uzun süre Almanlar belirli bir üstünlük sağladılar ve müttefiklerin uçak kayıpları hayli arttı. Bu durumda İngilizler çeşitli yollar aramaya başladılar. En sonunda Lahey kentinde böyle bir radarın getirileceği istihbaratı alındı ve hemen orada bekleyen bir denizatlıya koyarak İngiltere ye getirdiler. Bu radar üzerinde yapılan incelemeler sonucunda İngilizler CARPET adında yeni bir karıştırma cihazı geliştirerek tekrar etkinlik sağlamaya başladılar.
Bu hava saldırıları sırasında 24 Temmuz 1943 günü bir FREYA radar operatörü, yine normal bir hava saldırısıyla karşı karşıya kaldığını tahmin ederek gerekli bildirimleri yaptığı sırada, bir anda ekranda olmadık sayıda uçağın geldiğini gördü. Tabii bu kadar uçağın gelebileceğini düşünmediği için kendi radarının arızalandığını varsaydı. Ancak kendi radarı çalışyordu. Fakat müttefik kuvvetler chaff uygulamasına geçmişlerdi.
O zamanki adıyla “Open the Window” olan ve uzun süre Window taktiği olarak bilinen chaff atışları bu şekilde başlamıştır. Aslında İngilizler ve Almanlar bu tekniği birbirinden habersiz olarak çok önceleri bulmuşlardı. Ancak etkinliği konusunda tereddütleri vardı. Almanlar bu silahın karşı tarafa geçtiği taktirde kendilerine karşı kullanılacağından endişe ediyorlardı. İngilizlere bu taktiği kullanma emrini veren ise Churchil’di. Fakat bundan önce Hitler, chaff ile ilgili her türlü çalışmayı durdurmuş ve bütün yapılan çalışmaları yok etmiştir. Almanlar uzun süre chaff etkisini gidermeye çalıştılar. Bildiğimiz bugün çok kullanılan Doppler usullerini basit olarak kullandılar. Fakat en etkili yol yine frekans değiştirilmesi oldu. Çünkü chaff bir metal parçadır vebu metal parçanın boyu atıldığı radarın frekansına karşılık gelen yarım dalga boyu olduğu taktirde çok etkili olur. Radarın frekansı değiştirilirse, bu etkinlikte bir ölçüde kaybolur. Bu yüzden Almanlar Wurzburg frekanslarını 550 MHz iken 90 MHz’e indirdiler. Fakat müttefikler kısa zamanda ona etkili olacak chaff ları kullanmaya başladılar. Sonuçta Almanya’ya yapılan hava saldırıları çok başarılı olarak sona erdi.


Ucmak yasamaktır.

haluksevel
Moderator


Turkey
203 Cevap
Gönderilme Tarihi - 28/04/2002 :  10:21:39  Profili Göster  Ziyaret haluksevel'ın Anasayfasını  Alıntıyla Brilikte Cevapla
Sevgili Tayyareciler,

Sevgili Can Büyükburç çok güzel bir konuyu başlattı, umarım genişliyerek ve derinleşerek devam eder. Radar ve Sonar 2.Dünya Savaşı'nda geliştirilen elektronik cihazlardır.

İngilizler, Britanya Savaşı sırasında Kuzey Fransa'daki üslerinden kalkıp İngiltereye yönelecek saldırıları önceden haber alabilmek için Dover civarına radarlar yerleştirmişlerdi. Buradaki radar operatörleri de telefon hattı ile hava üslerine balğı bulunuyorlardı. Ne zaman Alman uçakları tesbit edilince bu radar sayesinde Hurricane'ler ve Spitfire'ler önceden havalanıyor, Alman uçaklarına karşı önleme hareketlerini Manş Denizi üzerinde başlatıyorlardı.

Bugün savaş uçaklarında 100 kilometreden daha uzun menzile sahip radarlar bulunuyor. Bu radarlar 10 uçağı tespit edebiliyor ve 4 adedi ile silahlı angajmana girebiliyor ayrıca "look-down" modunda arazi haritasını ve konturlarını çıkarabiliyor. Umarım bu forumda radarın tarihçesi, gelişmesi, uçaklara olan uygulamaları teferruatıyla ele alınır. Böyle güzel bir konuyu başlattığı için Can'ı kutluyorum.

En içten sevgi ve saygılarımla

Haluk SEVEL

Edited by - haluksevel on 28/04/2002 16:42:15Sayfa Başına Git

snipercan
üye


Turkey
119 Cevap
Gönderilme Tarihi - 28/04/2002 :  23:33:53  Profili Göster  Alıntıyla Brilikte Cevapla
Merhabalar,
Aslında benim düşündüğüm hekesin bir seyler arastırarak buraya yazabilecegi idi.internette duruyor ve bilgisayara format atsak bile bize her an gerekli olabilicek bilgileri (eger baska yazan olursa) kaybetmemiş oluruz(biliyorum baska yontemleride var -ama aynı zamanda baskalarıylada paylasmıs oluruz hemde baskalarının paylastıklarını okuyup öğreniriz)
haftaya sınavlarım var sonra eger zamanım olursa bir rus ucağını araştırıp yazmayı düşünüyorum.
saygılar

Ucmak yasamaktır.Sayfa Başına Git

haluksevel
Moderator


Turkey
203 Cevap
Gönderilme Tarihi - 29/04/2002 :  14:24:31  Profili Göster  Ziyaret haluksevel'ın Anasayfasını  Alıntıyla Brilikte Cevapla
Sevgili Tayyareciler,

Sevgili Can'ın başlattığı bu çok güzel konuyu dallandıralım budaklandıralım, ama aşırı teknolojiye girmeden ve tayyarecilerin tamamınının anlayabileceği tarzda. Bu konuya da ,isterseniz ,uçaklarda ilk radar uygulamaları ile başlıyalım, bu arada günümüzü de unutmayalım. Bugün modern savaş uçaklarının radarları 65-100 mil mesafeden düşman uçağını yakalıyabiliyor, aynı anda 10 hedefi takip edebiliyor, 4 hedefe de kilitlenip hava muharebesi yapabiliyor. Rusların ilk radarlı uçağının radar ağırlığı ise 1000 kilonun oldukça üzerindeydi. Aynen bizim RF-84F'ler gibi yerde koşuyor, koşuyor, ancak pistin sonunda dili bir karış dışarıda havalanabiliyordu. Şimdi ise Rusya'da 4 adet MiG-31 200 mil aralılı kol uçuşunda 800 km'lik bir cepheyi kontrol altında tutabiliyor. elektronikte batı dünyasının önde olduğu yadsınamaz bir gerçek. SSCB'nin çöküşünü hazırlayan faktörlerin başında elektronik gelir (ekonomik faktörlerle beraber).

Hava muharebesi derken aklıma başka birşey geldi. Havadan havaya güdümlü füzeler "IR" ve "radar başlıklı" olarak ayırılır. Radar başlıklı olanlar da kendi içlerinde "semi-active radar homing" veya "active radar homing" olarak. Bu konuyu buradan ele alabiliriz. Örneğin 1974 Kıbrıs harekatında olduğu gibi radarı bozuk bir F-102 GAR-4'le karşıt uçağı düşürebilir mi?

Diğer bir yaklaşım da "anti-radar" havadan karaya füzelerin çalışma sistemleridir. Var mısınız bütün bildiklerimizi buraya dökelim ve muhteşem bir teknolojik bilgi paylaşımı yaratalım.

Ama lütfen sırf radar olsun; uçak radarı, kara konuşlu radarlar vb.. Diğer konular için yeni yeni sayfalar açalım. Herkes gibi oraya da geliriz. Ben bir mekanikçiyim, avionik ve radar bilgim oldukça sınırlı. Bana da biraz bilgi aktarmış olursunuz, tamam mı?

En içten sevgi ve saygılarımla

Haluk SEVEL

Edited by - haluksevel on 29/04/2002 14:56:04Sayfa Başına Git

snipercan
üye


Turkey
119 Cevap
Gönderilme Tarihi - 29/04/2002 :  20:25:51  Profili Göster  Alıntıyla Brilikte Cevapla
Merhabalar,
Aslında radarlar konusu cok genis bir konu ve ozellikle modern radarların bilinmeyen bazı yönleri var.
Hemen bir iki konuda bilgi vereyim
AIM-120 AMRAAM(Advanced Medium Range Air-Air Missile):120 mil otedeki hedefe kilitlenebilir ancak ucağın radarı ile.Yaklasık 25NM(emin degilim)den atıs yapılabilir.F-16 icin HUD (heads up display-pilotun onunde uçuş ve silah parametreleri ile diğer pekçok gerekli bilgiyi gösteren pilotun kafasını eğip göstergelerle zaman kaybetmesini engelleyecek ve mümkün olduğunca dışarıya bakabilmesini sağlayan bir gösterge)da gerekli bilgiler gösterilir.
Füze atıldığı andan itibaren uçak radarının yardımıyla bir süre gider ve HUD da A12 gibi rakamla belli olur.yeterli mesafede T12 zamanına geçer bu anda fuze kendi radarını açarak active-homing yapar pilot bu anda kilit kırarak başka hedefe yönelebilir çünkü füze artık yola uçaktan bağımsız olarak devam etmektedir.

Ayrıca eklemek istediğim bir konu daha var.Radarlara karşı karıştırıcılar kullanılmaktadır bildiğiniz gibi (bkz üste tarihini kısaca anlattım) bu cihazlar çok önemlidir mesala ABD hiç bir hava operasyonuna EA-6B prowler uçağı olmadan gitmiyor.bu uçakların yapabildiğini kısaca anlatayım örneğin F-16 da uçuyorsunuz ve bir PROWLER'a kilit attınız karıştırmaya başladığı anda havadaki herhangi bir noktayı hedef olarak gösterebilme kabiliyeti olan bu uçak yüzünden Radar ekranında bir kaç yüz hedef görürsünüz ee tabii bunlardan hangisi gerçek PROWLER bulabilene aferim tabii bu arada kırılan kilidinizide eklemeliyim.
Karıştırıcılar çok etkili cihazlardır ancak birbirlerine karşı kullanıldıklarında kim daha güçlüyse onun dediği olur mantığıyla hareket eder.işte bu yüzden PROWLER uçaklarında ki karıştırıcılar elektrik enerjisinin ya çok küçük yada hiç bir parçasını uçaktan almazlar eger resimlerine bakarsanız
http://www.fas.org/irp/program/collect/ea-6b_prowler.htm
kanatlarına takılı podlarda pervaneler görürsünüz elektrigi iste bu pervanelerden sağlarlar. böylece daha fazla etki menzilleri olur ve tehlikeden daha uzakta durabilirler.Ama kurşunun radarı yok .

Ucmak yasamaktır.Sayfa Başına Git

snipercan
üye


Turkey
119 Cevap
Gönderilme Tarihi - 29/04/2002 :  20:27:36  Profili Göster  Alıntıyla Brilikte Cevapla
Ayrıca elimde cok guzel bir HUD resmi var ancak nedense becerip koyamadım nasıl yapabilirim ayrıntılı acıklarsanız sevinirim

Ucmak yasamaktır.Sayfa Başına Git

snipercan
üye


Turkey
119 Cevap
Gönderilme Tarihi - 29/04/2002 :  20:36:10  Profili Göster  Alıntıyla Brilikte Cevapla
quote:

Örneğin 1974 Kıbrıs harekatında olduğu gibi radarı bozuk bir F-102 GAR-4'le karşıt uçağı düşürebilir mi?



Tabii ki mümkün mesela F-5 lerde radar bile yok ancak yer radarları sayesinde pilot yönlendirilerek "TALLY HO" diyene kadar (hedef görüldü demek)yönlendirir eğer pilot hedeften eminse "JUDY" (komuta bende) diyerek angajman taktiğini kendi belirler ve angajmanı yapar.

Ucmak yasamaktır.Sayfa Başına Git

snipercan
üye


Turkey
119 Cevap
Gönderilme Tarihi - 29/04/2002 :  20:48:04  Profili Göster  Alıntıyla Brilikte Cevapla
quote:

Diğer bir yaklaşım da "anti-radar" havadan karaya füzelerin çalışma sistemleridir. Var mısınız bütün bildiklerimizi buraya dökelim ve muhteşem bir teknolojik bilgi paylaşımı yaratalım.



Anti Radar füzeleri bir nevi yer bulma cihazları mantığıyla çalışırlar ve doppler etkisi mantığını kullanarak acık olan radarların yerlerini belirlerler.
iki tipten bahsetmek istiyorum

HARM(High Speed Anti Radiation Missile): Kullanabilmek için HTS (Harm Targeting System) denilen cihazın uçakta bulunması gerekir.hedef belirlendikten sonra kilt atılır ve fuze ateslenirse hedef radar kapatılsa bile fuze kordinatları ezbeler ve orada patlar.
Wild Weasel denilen bir görev tipidir.asıl amaç yılan deliğine el sokup yılanları hareketlendirmektir(yani radarları açtırmaktır)düşman uçak sesini duyunca yerden havaya fuzesini ateslemek için radarını açar ve HARM lı uçakta tabii aradığını bulur pilot hemen hedefe yönelir ve ates eder.

ALARM-Avrupa yapımı bir fuzedir ateslendikten sonra Harm gibi çalışır ancak hedef görünmesede (açık radar yoksa) ateşlenebilir bu durumda hemen yükselir ve paraşüt açar.baş aşağı yaklaşık on dakika sürecek süzülüşüne başlar bu arada açılacak herhangi yer radarına kilitlenerek roket motorunu çalıştırır ve hedefe yönelir.


Ucmak yasamaktır.Sayfa Başına Git

birgi
üye


Turkey
392 Cevap
Gönderilme Tarihi - 29/04/2002 :  22:26:36  Profili Göster  Alıntıyla Brilikte Cevapla
"HARM(High Speed Anti Radiation Missile): Kullanabilmek için HTS (Harm Targeting System) denilen cihazın uçakta bulunması gerekir.hedef belirlendikten sonra kilt atılır ve fuze ateslenirse hedef radar kapatılsa bile fuze kordinatları ezbeler ve orada patlar."

-Diğelim hedef füzenin ezberlediği koordinattan çıktı,hedefe tekrar kilit atılıp,füze oraya yönlendirilebilirmi?

-Yönlendirelemezse füze ezberlediği koordinattamı patlar yoksa kontrol kaybedip herhangi bir başka koordinattamı patlar?


Birgi

Sayfa Başına Git

snipercan
üye


Turkey
119 Cevap
Gönderilme Tarihi - 01/05/2002 :  09:21:09  Profili Göster  Alıntıyla Brilikte Cevapla
quote:

"HARM(High Speed Anti Radiation Missile): Kullanabilmek için HTS (Harm Targeting System) denilen cihazın uçakta bulunması gerekir.hedef belirlendikten sonra kilt atılır ve fuze ateslenirse hedef radar kapatılsa bile fuze kordinatları ezbeler ve orada patlar."

-Diğelim hedef füzenin ezberlediği koordinattan çıktı,hedefe tekrar kilit atılıp,füze oraya yönlendirilebilirmi?

-Yönlendirelemezse füze ezberlediği koordinattamı patlar yoksa kontrol kaybedip herhangi bir başka koordinattamı patlar?



Eğer hedef radarını acarsa sanırım yeniden kitleyebilir ancak hedef yer değiştirirse bu durumda fuzenin kendi radarı olmadıgı için ezberlediği koordinatlarda patlar.nedeni yerdeki radar vurulmamak için radarını kapatmış olabilir ama yer değiştirmemiş olabilir bu durumda HARM yine vurmuş olur hedefini

Ucmak yasamaktır.Sayfa Başına Git

   
 Yeni Konu  Konuyu Yanıtla
 Printer Çıkışı Al
Sıçra:

Tayyareci Forum : İKOVAN BİLİŞİM

Go To Top Of Page
Snitz Forums 2000