|
İSTANBUL
GENEL BİLGİLER
Yüzölçümü: 5.712 km²
Nüfus: 7.309.190 (1990)
İl Trafik No: 34
"Orada, Tanrı ve insan, doğa ve sanat
hep birlikte, yeryüzünde öylesine mükemmel bir yer yarattılar ki,
görülmeğe değer." Bir koluyla Asya'ya, diğeriyle Avrupa'ya
uzanarak iki kıtayı da kucaklayan kenti Lamartine böyle tanımlıyor.
Başkentler başkenti olarak bilinen, önce
Roma, ardından Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu ve kıtalara
hükmederek büyük barış coğrafyaları yaratmış,
Osmanlı İmpatatorluğuna başkentlik yapan İstanbul,
geçmişin ihtişamını gururla korurken modern bir geleceğe
doğru ilerlemektedir. İstanbul'daki çeşitlilik ziyaretçileri
gerçekten büyülemektedir. Müzeleri, kiliseleri, sarayları, camileri,
pazar yerleri ve doğal güzellikleri bitmez tükenmez nüanslar sunmaktadır.
Boğazın kıyısında şöyle bir arkanıza yaslandığınızda,
grupta kızaran renklerin karşı sahildeki evlerin pencerelerine
yansımasını seyrederek, yüzyıllar öncesinde, insanların
bu olağanüstü yeri neden seçtiklerini birden anlar ve İstanbul'un
"dünyanın merkezindeki" şehir olduğunu hissedersiniz.
Şehrin en güzel anıtları,
Haliç-Marmara Denizi-Surlar arasında kalan yarımadada yer alır.
Kentin tepelerinden yükselen 500'ü aşkın
caminin sulieti başdöndürücü bir atmosfer yaratır. İnsan
kendini geçmiş zamanla bugün arasında bir rüyada gibi hisseder! Altı
minaresiyle İstanbul'un sembolü haline gelen, dekorasyonunda kullanılan
mavi çiniler nedeni ile "Mavi Cami" diye anılan Sultanahmet
Camii'ni mutlaka görmelisiniz. Karşısında, İmparator
Justinien zamanında kilise olarak inşa edilmiş olan ünlü
Ayasofya Müzesi yer alır; mimari hünerler örneği olan bu yapı,
Hz. İsa'yı, Hz. Meryem'i ve imparatorları tasvir eden nefis
mozaik panolarla bezenmiştir. Bir başka tepeden bu iki muhteşem
abideyi seyreden Süleymaniye Cami ise Osmanlı mimarlık sanatının
zirvesidir. Kanuni Sultan Süleyman'ın isteği üzerine Mimar Sinan
tarafından inşa edilmiştir.
Marmara'ya ve Boğaz'a hakim bir tepe üzerinde,
400 yıl boyunca Osmanlı sultanlarına konutluk ve siyasi merkezlik
etmiş olan Topkapı Sarayı yer alır. Topkapı'da Çin
Porselenleri koleksiyonunu, altın işlemeli ve değerli taşlarla
süslü tahtları, sultan kostümlerini, masallardakileri andıran
mücevherleri, nadir elyazması kitapları, yüzyıllarca merak
uyandırmış olan harem salonlarını görebilirsiniz.
Ayasofya ile Sultanahmet Cami arasında araba yarışlarının
yapıldığı Bizans Devrinin ünlü Hipodromu ve bu Hipodromun
orta yerinde, bu dönemden kalma üç dikilitaş bulunur.
Yerebatan Sarayı Bizans döneminde yapılmış
en önemli su sarnıçlarından biridir. En güzel Bizans devri
eserlerinden biri sayılan Kariye Müzesi mozaik ve fresklerle süslü
orijinal dekorunu muhafaza etmektedir. İstanbul'da görmeden edemeyeceğiniz
bir başka mekan da Eyüp Camiidir. Burası, Eyüp Sultan'ı ziyaret
edip manevi haz arayanlara güvercin sesleriyle her an cıvıl cıvıl
bir ortam sunar.
İstanbul tarihsel yapıların yeniyle buluştuğu,
yenilendiği bir şehirdir aynı zamanda. Kapalıçarşı
labirentvari yapısıyla geçmişin hülyalı günlerinin
izlerini taşımakta ısrar ederken bir yandan da modern dünyanın
yepyeni ürünlerini serer önünüze; büyüleyici mücevherler, bakır eşyalar,
halılar, çeşit çeşit deri ve süet giyim... Cazibesine kapılınca
en ufak bir yorgunluk duymadan saatlerce dolaşabilirsiniz bu çarşıda.
Boğaz'da bir vapur gezisi, unutulmaz anılarınız
arasına girecektir. Boğaz'ın iki yakasında sıralanan
her birinden ayrı bir sevda masalının sulara yansıdığı
asude ve emsalsiz yalılar, 20. yüzyılda yapılan lüks villalar,
Dolmabahçe, Göksu ve Beylerbeyi Sarayları, Rumeli ve Anadolu Hisarları,
balıkçı köylerinden kalma izler, lokantalar, çay bahçeleri,
parklar, gece kulüpleri sizi büyüleyebilir. Aynı günde Karadeniz'in vahşi
sahillerinde denize girip ardından Marmara'nın sakin kıyılarında
bir çay bahçesinde bir fincan kahvenizi yudumlarken belki de tarihe geçecek
anılarınızı kaleme alabilirsiniz.
Eşsiz tarihi ve kültürel geçmişi ve sayısız
cazibesine ilave olarak modern oteller, istisnai lokantalar, gece kulüpleri,
kabareler, tarihi çarşılar ve dükkanlar İstanbul'u konferans ve
kongreler için dört dörtlük bir mekan yapmaktadır.
İlçeler
Adalar, Bakırköy, Beşiktaş, Beykoz,
Beyoğlu, Eminönü, Eyüb, Fatih, Gazi Osman Paşa, Kadıköy, Kâğıthane,
Kartal, Küçükçekmece, Pendik, Sarıyer, Şişli, Ümraniye,
Üsküdar, Zeytinburnu, Büyükçekmece, Çatalca, Silivri, Şile, Avcılar,
Bağcılar, Bahçelievler, Bayrampaşa, Esenler, Güngören,
Maltepe, Sultanbeyli, Tuzla.
Önemli Semtler
Boğaz: Avrupa ve Asya'yı ayıran Boğaz'da
Karadeniz'e doğru geleneksel ve unutulmaz bir deniz gezisi yapmadan İstanbul
ziyareti tamamlanmış sayılamaz. Büyük bir ihtişam ve saf
bir güzellik yansıtan kıyıları geçmiş ve
günümüzün karmasıdır. Yalıların yanında modern
oteller, taştan hisarların yanı başında rustik saraylar
ve küçük balıkçı köylerinin hatırasını
taşıyan semtlerde şık yapılar... Boğaz'ı
görmenin en iyi yolu kıyılarında zig zag çizen yolcu vapurlarından
birine binmektir. Eminönü'nden başlayan gezi sanki bir bayramda akraba
ziyaret ediyormuş gibi sırayla Boğazın Asya ve Avrupa kıyılarına
uğranarak devam eder. Gezi, aşağı yukarı 6 saat
sürmektedir. Eğer gezi özel bir biçimde gerçekleştirilmek
istenirse, bu konuda gece veya gündüz kısa düzenlemeler yapan ihtisaslaşmış
acentalara başvurulabilinir.
Haliç: Uzun ve dar, boynuz biçimindeki Haliç İstanbul'un
Avrupa tarafını bölmektedir. Dünyanın en tabii limanlarından
biri olduğundan Bizans ve Osmanlı donanmaları ve ticari
gemicilikle ilgilenenler burada toplanmışlardır. Gurup vakti
suyun altın rengini aldığı bu yerin kıyıları
bugün hoş parklarla ve yürüme alanlarıyla çevrilidir. Haliç'in
ortasına doğru gidildiğinde yer alan Fener ve Balat semtlerinde,
Bizans ve Osmanlı döneminden kalma ahşap evler, kiliseler ve
sinagoglarla dolu sokaklar bulunmaktadır. Ortodoks Patriği de burada
oturmaktadır. Biraz yukarıdaki Eyüp, Osmanlı mimarisinde oymacılığın
yansıdığı bir yerdir.
Tepelerin yamaçlarını yer yer koyu
selvilerin bulunduğu mezarlıklar kaplamaktadır. Dualarının
kabul göreceğine inananlar buradaki Eyüp Türbesini ziyaret ederler. Bu
tarafa bakan tepedeki Pierre Loti Kahvesi manzaranın keyfine varmak için
mükemmel bir mekandır.
Beyoğlu Ve Taksim: Beyoğlu yapıldığı
devrin özelliklerini koruyan, 100 yıl evvelki Avrupa tesirli mimari mirasıyla
görülmeye değer bir semttir. Avrupa'nın ikinci eski metrosu Tünel
halen en kısa metro unvanını korumaktadır. Metro ile kulesi
bir sembol haline gelen Galata bölgesine geçmek mümkündür. Tünelin üst
ucu Istiklal Caddesinin başlangıcıdır. Eski tramvayların
tekrar servise konulduğu, yalnız yayalara açık cadde, Cumhuriyet
devrinde konsolosluklara tahsis edilen eski elçilik binaları ile
çevrilidir. Tünelin üst kısmında, İstiklal Caddesinin başlangıcındaki
Divan Edebiyati Müzesi (Mevlevi Tekkesi - 18. yy. eseri) güzel bir yapıdır.
Caddenin iki yanında birbirinden meşhur mekanlar vardır. Bir
yanda Galatasaray Lisesi, karşı sırada rengarek, otantik
restoranları ve Balık Pazarını içine alan Çiçek Pasajı...
Sonra cadde boyunca sinemalar, tiyatro, kafe, lokanta ve eğlence yerleri...
Taksim meydanına ulaşan cadde eski parlak, hareketli, daima kalabalık
gün ve gecelerine yeniden kavuşmuştur.
Türk'ün Kurtuluş Savaşını,
Atatürk ve arkadaşlarını sembolize eden, göz okşayan abide
Taksim meydanını süslemektedir. Yeni metronun ana terminali meydanın
altında, Atatürk Kültür Merkezi de kuzeyde yer almaktadir. Beş yıldızlı
Hyatt ve Intercontinental Otelleri Taksim Parkındadır, Istanbul Hilton
Oteli de buradadır. Sınıfında Türkiye'de yapılan ilk
otel olan Hilton (1955) halen en meşhur ve en iyi olma özelliğini
korumaktadır. Radyo Evi, türünün en zenginlerinden olan Istanbul Askeri
Müzesi, Lütfü Kırdar Kongre Sarayı, Açık Hava Tiyatrosu da bu
civardadır.
Sultanahmet: Tarihi yarımadanın batı
ucunda yer alan semtte farklı İmparatorlukların önemli dini,
idari ve sivil yapıları yer almaktadır. Tarihi Sultanahmet meydanının
etrafı Ayasofya, Haseki Hürrem Hamamı, Sultanahmet Camii, Hippodrome,
Dikilitaşla gibi tarihi eserlerle çevrilidir.
Ortaköy: Boğazın en güzel yerine tahtlanan,
zamanında padişahların sayfiye yeri olan Ortaköy Osmanlı
Dönemi'nden beri ilgi çeken bir yerleşim merkezidir. Bugün Çırağan
Sarayı, Kabataş Erkek Lisesi, Feriye, Princess Oteli, ve cami kilise
ve sinagog üçgeninde yer alan Ortaköy, çarşısı ve içindeki
seyyar "entel pazarı", hediyelik eşya dükkanları,
kafeleri, barları ve restoranlarıyla İstanbulun önemli eğlence
ve alışveriş merkezlerinden birisidir.
Sarıyer: Tarabya'dan sonraki virajdan Boğaziçi'nin
Karadeniz'e kavuşması ilk defa görünür. Buradan Sarıyer semti
içlerine kadar elçiliklere ve şahıslara ait
eski yazlıklar ve balık lokantaları sıralıdır.
Büyükdere'den ayrılan dar bir yol orman içlerini aşarak, bentleri
geçerek Karadeniz sahillerine, meşhur Kilyos plajlarına ulaşır.
Sarıyer ve sonraki Rumeli Kavaği vapur
seferleri ile Boğazı gezenlerin Avrupa yakasındaki son
iskeleleridir. Balık lokantaları ile şöhretli her iki komşu
semt ve karşı kıyıda bulunan Anadolu Kavağı tatil
günleri çok kalabalık olur.
Boğaziçi bu yerleşimleri geçtikten sonra
sadece yeşil koruluklarla örtülü yamaçlara sahiptir. Her iki kıyıda
son yerleşimler Karadeniz'e komşu Anadolu ve Rumeli Fenerleri ile balıkçı
köyleridir.
Üsküdar: Üsküdar, Kız Kulesi ile bütünleşen
bir semttir. Karşıya, Avrupa'ya geçişin iskelesidir. Meydandaki
16. yüzyıl camileri, ortadaki abidevi çeşme, sahildeki minyatür
Şemsi Paşa Cami ve Medresesi Türk sanatının güzel
örnekleridir. Tarihi Karacaahmet Mezarlığı ve daha ilerideki
büyük ve küçük Çamlıca tepeleri Üsküdarın sırtlarında
bulunur. Tepeler çamlıklarla örtülü olup, Adaların ve Boğazın
kuş bakışı manzaralarına hakimdir.
Kadıköy: Marmara sahillerindeki güzel Kadıköy'de
tarihi yapı bulunmaz. Istanbul'un son yüzyılda hızla gelişen
semtlerinden biridir. Antik Kahlkedon yerleşim biriminde sonraları bir
çok manastır inşaa edilmişti. M.S. 5. yüzyıl Hıristiyanlık
dünyası önemli konsül toplantıları burada yapılmıştı.
Eski bahçeli malikanelerin çok azı zamanımıza gelebilmiştir.
Yat Kulüpleri, marinalar, geniş caddeler, Kadıköy sahilleri boyu
uzanır.
Fenerbahçe güzel bir gezinti yeridir. Meşhur Bağdat
Caddesi de alışveriş imkanları ile ünlüdür. 1908 yılında
tamamlanan Prusya mimari üslubundaki Haydarpaşa Tren İstasyonu,
Üsküdar çıkışındadır. İstasyon Bağdat
demiryolunun ilk (veya son) duraği idi. Yandaki yamaçta Kırım
Savaşında hayatlarını kaybeden Ingiliz ve Fransız
askerlerinin mezarları ve abideleri, büyük askeri hastanenin yanında
bulunmaktadır.
Ticari liman tesisleri arkasındaki tepelere yerleşmiş iki büyük
bina vardır. Saat kuleli olan eski Haydarpaşa Lisesi, şimdi
üniversitedir. Diğeri, büyük ve 4 kuleli olan Selimiye Kışlasıdır
(19. yy). Kırım Savaşı sırasında buradaki yaralılara
hemşirelik yapan Florence Nightingale anısına kaldığı
oda o günlerdeki gibi korunmaktadır.
Şile: Üsküdar'dan 50 km. mesafedeki şirin
ve güzel turistik kasaba Karadeniz sahillerindedir. Kısmen tamamlanmış
otoyolu ve sonrası ormanları aşan viraj yol ile geniş ve meşhur
Şile plajlarına ulaşılır. Balıkçı barınaği,
Ceneviz kale kalıntısı ve şöhretli feneri görülmeye değer
yerlerdir. Batıda plajlar, kasabanın doğusunda da bir sıra
küçük kumsal koy uzanır. Yaz aylan hareketli ve kalabalık geçer,
bol sayıda pansiyon ve oteller mevcuttur.
Adalar: Prens Adaları adı ile de bilinen
Istanbul Adaları, Marmara Denizinde, şehre bir saat kadar yakınlıkta
8 adadır. Haliç girişi ve Kabataş Iskelelerinden kalkan vapur
veya deniz otobüsleri dört adaya muntazam seferler yaparlar.
Bizans devrinde manastırların kurulduğu
Adalar, saray mensuplarına yazlık veya sürgün yeri olmuş;
Heybeliada'da Bizans'ın son yapısı, Meryem Ana'ya ithaf edilmiş
küçük kilise, Deniz Lisesi üst binası avlusunda bulunur.
19. yüzyıl başlarında servise giren
buharlı vapurlar ile Adalar'a ulaşım kolaylaşmış,
okullar ve oteller de inşa edilince nüfus artışı başlamıştır.
Büyükçe olan, yan yana sıralı dört ada yazlık evler,
villalar, çamlık korularla kaplı olup, plaj ve piknik yöreleri ile
ünlüdürler. Mayıs ayından eylül sonuna kadar kalabalıklaşan
Adalar diğer zamanlarda tenhadır. Yerleşim bölgelerinin
iskelelere yakın çevrelerde, şehre bakan yönde geliştiği,
tepeleri çamlıklarla örtülü ada yollarının tek vasıtası
faytonlardır. Mevsim boyu, bilhassa tatil günlerinde koylar ve plajlar
özel yat ve motorların, yelkenli teknelerin çekici duraklarıdır.
Her adada bulunan Yelken ve Su Sporlan kulüplerinin
ilki ve meşhuru Burgaz Adasındadır. Hikaye yazarı Salt Faik
Abasiyanık adada yaşamış, yaşadığı ev
müzeye çevrilmiş ve uğrağı, gün batımı ile
şöhretli Kalpazan Kaya mahalli meşhur bir kahve olmuştur.
Heybeli yönünde, şeklinden dolayı adlandırılmış,
Kaşık Adası yer alır. Heybeli Ada'nın ikiz tepeleri
arasında Deniz Lisesi üst binası bulunurken, öndeki diğer tepe
üzerinde, çamlık içerisinde, Rum Ruhban Okulu ilk görülen büyük yapılardır.
Ada iskelesi yanında Deniz Lisesi sahil boyu uzanır. Lokanta ve
çayhaneler diğer yöndedir. Yerleşim alanlarının arka
cephesinde çok güzel bir koy ile, Kaşık Adası'na bakan tarafta
halk plajı ve Deniz Kulübü tesisleri ile arkasında meşhur Değirmen
Burnu piknik alanı bulunur. Tepeleri çevreleyen yollarda, çamlar
içerisinde güzel ve manzaralı yürüyüş güzergahlan adayı
dolanır. Ada okullar ve sanatoryum tesislerinden dolayı kış
aylannda da nispeten hareketlidir.
Takım Adaların en büyüğü ve meşhuru
Büyük Ada'dır. Fayton turu ile etrafı iki saate yakın bir
sürede dolaşabilirsiniz. Ancak bir saatte dolaşılan yarım
tur daha enteresandır. Halk plajlarından Heybeli Ada yönündeki
Yörük Plajı şahane bir koyda bulunmaktadir. Dil Burnu mesire alanı
tercih edilen güzel bir yerdir. Iskele civarı kalabalık yerleşim
bölgesinin aksine adanın güney tarafı ıssızdır.
Buralardaki koylar teknelerin ziyaret yerleridir. Adanın üst sırtlarında
harap halde bulunan 19. yüzyıl yapısı eski oteli, belki
dünyadaki en büyük ahşap yapı, ihya edileceği zamanın
özlemi ile ayakta durmaya çabalamaktadır. Büyük Ada iskele civarı
lokantaları, çayhaneleri ve dükkanları ile renkli ve hareketlidir.
Yaz aylarında servis veren dört oteli vardır. Güzel evler, bakımlı
bahçeler eşsiz manzaralar adaları gezenlerde unutulmaz anlar bırakır.
Sonraki Sedef Adası sakinlerinin dışında gelenlere plajı
ile açıktır.
Çevresi
İstanbul'un dışından 25. km.de,
Karadeniz'in Avrupa kıyısında Kilyos'un geniş kumsalları
yaz aylarında İstanbulluları çekmektedir. Karadeniz'den
içeride, Avrupa kıyısındaki Belgrad Ormanı İstanbul'un
çevresindeki en geniş ormandır. İstanbullular, hafta sonlarında,
gölgeliklerinde, mangallı aile piknikleri yapmak amacıyla arabalarıyla
buraya giderler. Yöredeki 7 adet eski su deposu ve bazı doğal
kaynaklar farklı bir atmosfer oluşturur. Osmanlı su kemerlerinden
16.'ncı yüzyılda Mimar Sinan tarafından yapılan Moğlova
Su Kemeri en muhteşemidir. Golf Kulübü'nün üzerinden geçen yine Sinan'ın
eseri 800 m. uzunluğundaki Sultan Süleyman Su Kemeri Türkiye'deki su
kemerlerinin en uzunlarından biridir.
İstanbul'dan 25 km. uzaklıktaki Polonezköy,
19'uncu yüzyılda Polonyalı göçmenler tarafından Asya kıyısında
kurulmuştur. Köy atmosferi içinde yürüyüşler, atlı
gezintiler yapmak, buraya ilk gelenlerin yakınlarınca sunulan
geleneksel Polonya yemeklerinden tatmak için Polonezköy, İstanbulluların
uğrak yeridir. Üsküdar'a 70 km. uzaklıkta Karadeniz kıyısındaki
Şile'nin kumsalları, restoranları ve otelleri burayı İstanbul'un
en hoş tatil mekanlarından biri haline getirmektedir. Turistik açıdan
popüler olan yöre, tanınmış Şile bezinin üretildiği
yerdir.
Bayramoğlu - Darıca Kuş Cenneti ve
Botanik Parkı İstanbul'un 38 km uzağında eşsiz bir
dinlenme yeridir. Yaya yürüyüş yolları, restoranları ile bu
devasa park dünyanın farklı bölgelerinden gelen kuş çeşitleri
ve bitkilerle doludur.
Marmara Denizi'ndeki günlük seyirlerinden sonra yatçıların
marinasına yanaşabildiği şirin Eskihisar balıkçı
kasabası İstanbul'un güneydoğusundadır. Türkiye'nin
19'uncu yüzyıl büyük ressamı Osman Hamdi Bey'in kasabadaki evi
müzeye dönüştürülmüştür. Eskihisar ve Gebze arasında yer
alan Anibal'ın mezarı bir Bizans kalesi çevresindeki sitlerdendir.
İstanbul'dan 65 km. mesafedeki popüler tatil yeri
Silivri'de birçok İstanbullunun yazlık evi bulunmaktadır. Burası
harika restoranları, spor ve sağlık merkezleri ile büyük bir
tatil yeridir. Konferans merkezi de iş - tatil karışımı
faaliyetleri ve "kültür turizmi" için şehrin hızlı
temposundan kaçan iş adamlarını çekmektedir. Tarifeli deniz
otobüsü servisi İstanbul'u Silivri'ye bağlamaktadır.
Dokuz ada ile bezeli Marmara Denizi'ndeki adalar
Bizanslı prenslerin sürgün yeriydi. Bugün artık varlıklı
İstanbulluların yaz aylarında serin meltemlerine ve 19'uncu yüzyıl
şık evlerine kaçtıkları mekanlardır. Adaların en
büyüğü Büyükada'dır. Çam ağaçları arasında
harika bir fayton gezisi yapabilir veya adanın çevresindeki sayısız
küçük koylardan birinde denize girebilirsiniz!
Diğer popüler adalar Kınalı, Sedef,
Burgaz ve Heybeliada'dır. Muntazam araba vapuru seferleri adaları her
iki Avrupa ve Asya kıyılarına bağlamaktadır. Yazın
Kabataş'tan hızlı deniz otobüsü servisi vardır.
|
|